İslam "Abdest" ve "Farz"ları...

Tahsin EMİN

"Özlem" için "Ümit..."
Sp Kullanıcı
23 Ara 2020
2,783
8,465
Bizim, bazılarımızın "küçük abdest", bazılarımızın da "namaz abdesti" olarak bildiğimiz abdest, belli azalarımızın su yoluyla temizlenmesini (maddi/manevi) içeren bir ibadettir. Ülema (dört müctehid) abdestin farzları ile ilgili de ihtilaf etmiş ve abdestin farzlarını kendi usülleri ekseninde ifade etmişlerdir.

Abdestin farzları ile ilgili meselede, sadece İmam Azam Ebu Hanife, abdest ayetinde farz olarak ne ifade edilmişse, onları yeterli görmüş, kendi usulü ve ilmi müktesabatı ekseninde, yorumunu ve içtihadını gündeme getirip o farzlar üzerine ictihadi farz/farzlar ortaya koymamıştır. (Lakin, ayette geçen bir "farzı" yorumlamıştır. Onu aşağıda söyleyeceğiz inşallah...)

Diğer üç ülema da, kendi usül ve ilmi müktesabatları ekseninde, ayette ifade edilen farzların üzerine, yorum ve içtihatlarını da gündeme getirerek, "ictihadi farzlar" ilave eden olmuşlardır. Allahü Teala hepsinden razı olsun.

Aslında, en azından, günlük yaptığımız vazifeler noktasında, hanım kardeşlerimiz olsun, erkek kardeşlerimiz olsun, o ikame ettiğimiz mesele, ayette nasıl ifade edilmiş, Peygamberimiz nasıl yorumlamış ve neticede dört müctehid son olarak hangi kanaatlerini ifade etmişler, bunları bilmemiz gerekmektedir diyeceğim ama, bırakınız cemeati bilmesi gereken hocalarımız/imamlarımız bunları bilmiyor ya da bilmek istemiyorlar... Böyle de olunca, "şöyle dediğinizde" yanlış anlaşılıyorsunuz ve gıybet, dedikodu, iftira ve kul hakkı gökyüzüne kadar da dayanmış oluyor. Ne yapalım, "bizim de günahımız yoktur, yapanlar düşünsün..." deriz...

Ayet aynen şöyle: "(Ey kadınlar ve erkekler!) Namaza duracağınız vakit, yüzlerinizi yıkayınız, dirseklere kadar ellerinizi yıkayınız, başınızı meshediniz ve ayaklarınızı topuklar ile beraber yıkayınız..."

Demek ki abdest alırken Allahü Teala açık açık farzlarını ifade etmiş:

1- Yüzü yıkamak
2- Dirseklere kadar elleri yıkamak
3- Başımızı meshetmek
4- Ayaklarımızı dirseklerle beraber yıkamak

İmam Azam Ebu Hanife, bunları "farz" olarak görmüş, ayet üzerine içtihadını gündeme getirip ilavede bulunmamışlardır... Bunlardan biri olmazsa abdest de olmaz...

İmamı Malik, içtihadını ve ilmi müktesabatını gündeme getirmiş ve abdest ayetinde ifade edilen farzlar üzerine "ictihadi farz"lar da ilave eden olmuşlardır. Onlar da şunlardır:

1- Niyet etmek
2- Muvalat (Ara vermeden, abdest azalarını peş peşe yıkamak... )
3- Delk (Yani yıkanan bölgeleri ayrıyeten ovmak... Suyun işlemesi için)

Bu 3 madde "ictihadi farzdır..." İmam Malik mutlak hüküm üzerine bunları da ilave eden olmuşlardır...

İmamı Şafi de, usülünü gündeme getirmiş ve 2 ilavede bulunmuşlardır:

1- Niyet etmek
2- Tertip (Yani ayette ifade edilen sıraya göre abdest azalarını yıkamaktır..)

Bunların ikisi de "ictihadi farz"dır...

Ahmed b Hanbel de uzulü ekseninde abdestin mutlak farzlarına 3 ilavede bulunmuşlardır:

1- Niyet etmek
2- Tertip (Ayette ifade edilen sıraya uymak)
3- Muvalat (Abdest azalarının ara vermeden peş peşe yıkanması)

Bunların 3'ü de ictihadi farzdır...

Bu dört imam abdest ayetinde ifade edilen "başların meshi" hususunda içtihadını kullanmışlardır...

1- İmam Azama Ebu Hanife, başın 4 bölümünden 1 bölümünün meshinin farz olduğunu ifade etmiş.
2- İmam Şafii "bir parmak miktarı" bir yerin de meshedilmesi farzı ihtiva eder demiş...
3- Maliki ve Hanbeli de başın tamamının meshedilmesini farz olarak ifade etmişlerdir...

Bu dört imamın mesh ile alakalı ihtilaflarının tamamı da ictihadidir… Ayet, başın meshini "farz" olarak ifade ederken, "ne kadarı" ile alakalı bir açıklamada bulunmamıştır... İşte "ne kadarı" üzerindeki yorumların tamamı da "ictihadi farzdır" dememizin hikmeti de bu idi...

Ayette ifade edilen farzlar ile imamlarımızın bu konu bağlamında içtihatlarını açık açık görmüş olduk. Ve abdestin mutlak farzları ile ictihadi farzlarını da gördük ve aralarındaki nüansları da öğrenmiş olduk...

NOT

Bunların bilmemizin belki de yegane bir güzelliği vardır: Muhataplarımız için, bizleri, gıybetten, dedikodudan, iftiradan ve kul hakkından kurtaracaktır...

NOT

Bunları bilmemizin diğer bir güzelliği de, darda kaldığımızda ve gerektiğinde, İmam Malik'in, İmam Şafi'nin ve Ahmed b Hanbel'in kapılarını çalabilmek ve sıkıntımızı onların görüşleriyle telafi edebilmektir...

Tabi abdest ayetinde, Hanefi'ler darda kalmaz... ---))))) Çünkü, "sınır" son sınırdır zaten... Diğer 3 imamın müntesiplerinin tamamı darda kalabilir... Onlar darlıklarını daha çok Ebu Hanife'nin görüşünden faydalanarak telafi edeceklerdir.. ----))))))

Tabi her mesele böyle olmuyor... İfade etmeye çalıştığım husus tam şudur: Esnek olan görüşlerden gerektiğinde yararlanmaktır...



Selamlar...
 
Son düzenleme:

Son mesajlar