kiminin gönül kapısına gelir dayanır kış
yakıcı bir üşütme sarar baştan aşağıya
zaman akıp giderken yokluğa
kaybettikleriniz aklınıza gelir ilikleriniz donar
fırtınası kopmuştur aklınızın
sesler uğuldar kulağınızda
adım adım uzaklaşır çözülür can haneniz
ayrılık buz tutar
hüznün üstünü ört
üşütme gölgesine sığındığın düşlerini
yanarak donmak var gönül mahşerinde
dağılmak nedir
buz ile ateşin ortak dansı
söküp alır avucundan kelimelerin hırçınlığı
çıldırmış prangalı acılar
bir resim çiz
yokları silip varlığa sürükleyen
afilli bir mehtap süzülsün gecenin matemin den
ey ömür hesap düş
düşmemiş hesaptan
SAHRA