Dua nedir?

Benim dua'dan anladığım şudur:

Allahü Teala'ya zaman zaman "iyiliklerimizi" ve "kötülüklerimizi" arzettiğimiz niyazımızdır...
İyiliklerimizi arzeder ve arkasından da, "Rabb'im! İyiliklerimi (ibadet/sadaka/zekat vs) kabul buyur" şeklinde dua ederiz...
Kötülüklerimizi de arzeder utanarak, "Rabb'im! İşlemiş olduğum şu kötülüklerimi de (haram/hata/yanlış) affeyle ve beni bağışla" şeklinde duamızı ifade ederiz...
Bir de genel dualarımız vardır, ümmet ve toplum adına vs...

Tabi burada dua'lardan çok "fiil/amel" ziyade önemlidir. Çünkü Allahü Teala, sözle yapılan duanın kabulünü, fiil ve amel bazında tamamen terkedilmesine bağlar ki, birçok Müslüman bundan habersizdir... Bence işin burası ziyade önemlidir... Her gün işlediği günahını akşam Allah'a arzeden bir kardeşimiz günü selamlayınca aynı günaha gene devam ediyor ve akşam gene o günahı için duasını arzediyor. Bu duanın kabul edilmeyeceği ayette açıktır... Günah tamamen terkedilir ve ardında da dua edilir samimi bir şekilde ve bu duada ölünceye dek devam eder, kabulü ya da reddi Allah'a kalmıştır. Lakin duaya icabet edeceğini de ifade etmiştir burası da unutulmamalıdır...

İyiliklerimiz için de fiil önemlidir... Kıldığımız namazın kıyamı kıyama, rükusu rükuya, secdesi secdeye, kıraati de kıraate benzemelidir... Ki bu iyiliğimiz için yaptığımız fiili ve ameli, Rabb'im kabul buyursun... Diğerleri için de aynı şeyi ifade edebiliriz... Oruç, zekat, sadaka vs... Fiillerimizle, bu iyilikler nasıl ikame edilmesi gerekiyorsa öylece ikame edilmelidir...

Bir de şu vardır: Dua, kişinin kalbinden doğal bir şekilde gelen cümlelerle Allahü Teala'ya niyazı olmalıdır... Ezberleme... Belli bir duayı monotonlanma… Falanın duasını kopyalama falan çok doğru değildir...

Ki, böyle olunca zaten, oradan buradan, TV'lerden, prroğramlardan ha bire reklam yapılıyor: "Falanca hoca bu akşam şurada, kadir gecesi duası yapacak, daha bilmem ne duası yapacak" şeklinde...

Halbuki o hocanın da yapacağı dua, normal bizim bildiğimiz genel bir duadır... İnsanlar kendi kalplerinin doğal halleriyle kalmazlarsa birileri tarafından kullanılmaya da amadedirler... Dikkat edilmelidirler..

NOT

Biri bana geliyor. "Zengin olma duası var mı?" diyor. Ben de "var" diyorum. Heyacanlı heyacanlı, "Nasıl!!!???" Söylesene" diyor... Ben de: "Allah'ım beni helalinden zengin eyle. Bir de o güzelliği yaşayayım, ümmete faideli olayım..." Bu kadar... Adam bu sefer başı önde: "Sadece bu kadar mı?" diyor... Ben de: "Evet sadece bu kadar..."

Benden okus pokus bekliyor... Şişeden tavşan çıkarmamı ya da cin çıkarmamı bekliyor...

Yani dikkat edelim, zengin olma duasıymış, hastalıktan kurtulma duasıymış, hastalık bulaşmama duasıymış vs. özel ve tüzel dualar yok anlayacağınız... Sizin ağzınızdan bu konular eksenli tabi ve doğal Rabb'iniz'e lütfeceğiniz ve size ait olan kelimelerle niyazınız vardır...

sükutu-ezber' Alıntı:

Dua nedir?

Genişletmek için tıkla ...

Eline saglik böyle hos bir konu icin tesekkür ederim sukutu ezber.

Dua nedir bir yakaris veya dilenmek baska ifade ile yalvarmak yüce yaratantan bir sey istemek olur.

Bu ayet-i kerimede dua denilen seyi o kiymetini ortaya koyuyur ve böyle olunca gerekli oldugu bilinmis olunuyor.

Nasil dua edilmeli samimi bir kalb ile ve adabina makul olarak dua ettim de duam olmadi olmayabilir ve duayi alip kabul edecekte bizzat yüce yaratan ve duayi kabul edip etmemek kendisine kalmis derim.

Dua ömrü bereketli kildi diye biliyoruz ve sonra belaya mani olduguda deniyor dua yapmak veya bunu yapip yerine getirmek getirmemekten ise hos bir sey olur.

Dua etmek icin zaman gözetmem ve bu asil degil o asil ise dua ya gerek duyma ve insan sIkistimi veya bir ihtiyaci oldu mu dua eder ki bir kapi veya o bulundugu hal üstünden gitsin diye.

Allahım beni kibirden uzak tut

Duanın en tatlı yönü şudur ki ;

Muallem. Acizliğini görür,
Her türlü ihtiyacını yerine getirecek sonsuz Kudret sahibi Birisinin ( Allah cc ) varlığını bilir.

Eyy bu yerlerin sahibi... deyip onun dergahında matlubunu dilemektir.

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, edilen duayı üç şekilde kabul eder:
1- Hemen, yani peşin kabul eder.
2- Kabul eder; ama hemen vermez, yani veresiye kabul eder. Biz istediğimiz kadar yalvaralım, gözyaşı dökelim, Allah diyelim… Peki, ne zaman verir? Ölürken verir, kabirde verir, mahşerde verir, mizanda verir, sırat köprüsünde verir yahut en son, Cennette verir. Yani mutlaka verir.
3- Ne dünyada verir, ne de ahirette. Peki, ama Allahü teâlâ, ben duaları kabul ederim buyuruyor. Evet, kabul ediyor; ama o istenileni vermiyor, onun yerine başka şey veriyor. Belki de istediğimizden daha kıymetlisini veriyor. Ne kadar derdimiz, hastalığımız, başımıza gelecek bela varsa, o duaya karşılık olarak hepsini alıyor.
Selam ve dua ile.
Allaha emanet olun.

Dua namazdır da diyebiliriz ama... Dua, bir isteğin ifadesidir de ve biraz da bu yönüyle dua öne çıkar... Belki, şunu demeye çalışıyorsanız, onu anlayabiliriz... Allahü Teala'nın "sözlü dualarımıza" icabet etmesi de fiil ve amellerimizle alakalı bir durumdur.... Bize yüklenen kulluk görevlerimizi ikmal etmek... Haramlardan fiilen kaçınmak... Bunlar da birer fiili duadır... Falan öğrencinin imtihanına çalışması... Fiili bir duadır... Asıl dua da bunlardır denebilir... Belki de bunu demeye çalıştınız... Lakin gene de insan, sözü ve kavliyle, fiili bütün bu güzelliğini, sözüyle Allah arzediyor… Arzeder… Arzetmeden duramaz... Dahası... Ölenlerimiz var... Dünyadaki Müslümanlar var... Yani fiillerimizin akabinde sözlü dualarımız kaçınılmazdır ki, Allahü Teala Kur'an'ında nice Peygamberlerin sözlü dualarına yer veriyor sık sık...

Ama şurası kesin...

Fiil ve amelle duanın örtüşmesi elzemdir... Dahası duanın kabulü için şarttır...

“ Üd-uni estecip leküm. “ ( dua edin cevap vereyim ) der Rabbimiz.

Burda ince bir nükte var. Dikkat şart.
Kabul etmek ayrı, cevab vermek ayrıdır.
Ayette “cevap vereyim” der. Biz bazan bunu kabul ile kariştirıyoruz.