Görmediğine teslimiyeti gördüğünde öğren demeye çalışmış."Feridüddin Attâr’ın Tezkiretü’l-Evliya isimli eserinde “Üstadına, Allah’tan daha fazla teslimiyet göstermeyen asla mürid olamaz” cümlesini nasıl anlamamız gerekir?
Cevap
Mürşid, Allah’ın emir ve yasaklarını bildirir. Ona tâbiyet, Allah’a tâbiyet demektir. İkisini ayırmak doğru değildir. Burada mübalağa ile müridin teslimiyeti tavsiye edilmiş."
Biri bunun izahatını yapabilir mi?
Demeye çalışmak asla demek değildir.
Maalesef tasavvuf erbabının özlü söz sevdası özlü süzülmeye ziyadesiyle muhtaç.
İnsan sözünü söylemeden en az bir kere düşünmeli. Din adınaysa söz, bin kere düşünmeli.
İmanın kuvveti nisbetince kıymet görür insan. Sevdiği bir insana (eşi, çocuğu, kardeşi, anası, babası, arkadsşı, hocası, şeyhi...) olan sevgi derecesi Allah'a olan sevgisinden fazla olabilir. Ki bu, Allah'a olan imanının zayıflığının göstergesidir.
Tasavvuf ehli, tarikat/cemaat mensubu olmayan birinin gözünde tevil edilmeden direkt yargılanması gayet doğal. Kimsenin laf edene laf etmeye de hakkı yok. Çünkü biz ehli islam için hüküm zahiredir. نحن نحكم بالظواهرBiz zahire göre hükmederiz. Bu islamın kaidesidir ve her müslümanı bağlar.
Zahirin dışında bir şeyi ise kimseye dayatamayız.
Şunu da anlamış değilim. Madem tasavvuf gönül işi, kitaplara nakış nakış işleme sevdası neden?