Yanı yönü ağaçlarla çevrili bir güzel yoldayız. Bir yaprak düşüyor önümüze, bir yaprak daha. “Nazım Hikmet ‘Herhalde ilerdedir yaşanacak günlerin en güzelleri.’ diyerek bir ihtimal belirtir. Bense ‘kesinlikle’ diyorum.”
“Gerçekten ilerdedir günlerin en güzelleri Feride. Sonsuzlukta. Sonsuzca hem de.”
“Korkmuyorum.” diyor Feride. “Korkmuyorum dediklerim bazen en çok korktuklarımdır aslında. Ölümden korkmuyorum diyorum mesela. Ya hesaplardan. Dizlerimin bağı çözülüyor. Dengesizliklerimin mizanın dengesini bozmasından korkuyorum. Hesapsız hesaplardan, olur olmaz yerde çürüttüğüm ömür günlerimin başıma açacağı türlü belalardan korkuyorum. Ama bir müjde bütün korkularımı bertaraf ediyor: ‘Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin!’”
“Ümit kesmek mi? Aman Allah korusun Feride! Bütün dualarımızda O’nun rahmetine sığınmıyor muyuz?”
“Ölümse Gülümse’ diye bir yazı başlığı hatırlıyorum. Gülümsemek, hem de ölüme, bize de nasip olur mu, bilmiyorum. Öldüğümüzde gülümsetecek şekilde karşılanır mıyız, işte onu hiç bilmiyorum.”
“Bilinmezleri bilinir hale getirmek bizim elimizde Feride. Bir sonsuzda tebessümlerle karşılanmak için bildiklerimizle amel etmek zorundayız.” Gülüyorum ve dönüp diyorum: “’Ağlama, olma mahzun, gülerek bak yarına/ Sanma ki güzelliğin o ipek saçlarına dökülen akla biter.’ Bitmeyecek Feride, bütün güzellikler sonsuzda. Hem de sonsuzca. Yeter ki ‘ O bizden razı, biz O’ndan razı’ bir hayatımız olsun.”