Mâzinin çekmecesini araladım bu gece
Eski bayramlara olan özlemler bir bir döküldü avuçlarıma...
Günler öncesinden yapılan temizlikler, bayram arefesi komşulara dağıtılan sıcak ekmekler ve sabaha ermeden hazırlanan tazecik kömbe'ler...
Kokusu hâlâ burnumda ...
Tabi bizlerin derdi sabahın erken saatinde kalkıp henüz evin erkekleri Bayram namazından gelmeden evvel yeni elbiselerimizi giyinip kurulan sofranın kokusunu içimize çeke çeke kapıda nöbet tutmaktı... Nasıl da huzur kokardı evin her köşesi... El öpme kuyruğuna girmelerimiz bile telaşlıydı malûm ilk el öpen en çok parayı kapardı ve evin en küçüğü iseniz sıra en son size gelir en az para da size kalırdı...
Ben evin en küçüğü olduğum için en az parayı hep ben alırdım ama o zamanlar o azıcık parayla bir sürü cino alabiliyorduk bu yüzden de soluğu hemen bakkalda alıyorduk ... Ahh
eskiden biryere giderken öyle birileriyle gitmek de yoktu güven kokuyordu sağımız solumuz...
Arkadaşlarımızla ellerimizde çanta kimimizin elinde siyah poşet köyün bir ucundan diğer ucuna kadar tek tek geziyorduk evleri ..
Her evde bir başka çocuk yanımıza takılıyor koca bir ordu oluyorduk ziyaretler bitene kadar ...
Ben en çok ziyaret bitimlerini severdim...
Severdim çünkü ev gezmelerimiz bittikten sonra mezarlığa giderdik hep birlikte ...
(Tüm çocuklar bırakılan şekerleri toplarken ben de gördüğüm papatya ve gelincikleri toplar
her mezara bir papatya bir de gelincik bırakırdım aksatmadan ...)
Aksi durumda bayramlar hep buruk ve eksik geçerdi bende ...
Eskiden
4 gün yetmezdi bayramlaşmalara... Evler dolar taşar, sofralar kurulur, kahkahalar sokaktan duyulurdu ...
Birlik vardı
Beraberlik vardı
Bizlik vardı
Saygı vardı
Sevgi vardı
Güven vardı
ve bunların birleşiminden doğan kocaman bir PAYLAŞMAK vardı ...
Şimdilerde ne kadar da ürkütücü değil mi
bir çocuğu sokağa bırakmak
sokağa bırakmak şöyle dursun kendi evinde dahi tedirgin oluyorsun ...
Evet artık istesek de eski bayramların güzelliğini yaşayamayız yaşatamayız belki ama unutmamak ve unutturmamak adına elimizden geldiği kadarını yapmaktan vazgeçmeyelim dilerim ...
Dilerim Rabbim seneye de her anlamda bereketin yaşandığı bu mübarek ayları yaşamayı nasip etsin...
"Buruk olsak da, yas'lı ve yaş'lı olsak da"
Ramazan Bayramınız
Ramazan Bayramımız mübarek olsun efendim ...
Selam ve sevgilerimle...
Seda Turan/Mehlikâ
Eski bayramlara olan özlemler bir bir döküldü avuçlarıma...
Günler öncesinden yapılan temizlikler, bayram arefesi komşulara dağıtılan sıcak ekmekler ve sabaha ermeden hazırlanan tazecik kömbe'ler...
Kokusu hâlâ burnumda ...
Tabi bizlerin derdi sabahın erken saatinde kalkıp henüz evin erkekleri Bayram namazından gelmeden evvel yeni elbiselerimizi giyinip kurulan sofranın kokusunu içimize çeke çeke kapıda nöbet tutmaktı... Nasıl da huzur kokardı evin her köşesi... El öpme kuyruğuna girmelerimiz bile telaşlıydı malûm ilk el öpen en çok parayı kapardı ve evin en küçüğü iseniz sıra en son size gelir en az para da size kalırdı...
Ben evin en küçüğü olduğum için en az parayı hep ben alırdım ama o zamanlar o azıcık parayla bir sürü cino alabiliyorduk bu yüzden de soluğu hemen bakkalda alıyorduk ... Ahh
eskiden biryere giderken öyle birileriyle gitmek de yoktu güven kokuyordu sağımız solumuz...
Arkadaşlarımızla ellerimizde çanta kimimizin elinde siyah poşet köyün bir ucundan diğer ucuna kadar tek tek geziyorduk evleri ..
Her evde bir başka çocuk yanımıza takılıyor koca bir ordu oluyorduk ziyaretler bitene kadar ...
Ben en çok ziyaret bitimlerini severdim...
Severdim çünkü ev gezmelerimiz bittikten sonra mezarlığa giderdik hep birlikte ...
(Tüm çocuklar bırakılan şekerleri toplarken ben de gördüğüm papatya ve gelincikleri toplar
her mezara bir papatya bir de gelincik bırakırdım aksatmadan ...)
Aksi durumda bayramlar hep buruk ve eksik geçerdi bende ...
Eskiden
4 gün yetmezdi bayramlaşmalara... Evler dolar taşar, sofralar kurulur, kahkahalar sokaktan duyulurdu ...
Birlik vardı
Beraberlik vardı
Bizlik vardı
Saygı vardı
Sevgi vardı
Güven vardı
ve bunların birleşiminden doğan kocaman bir PAYLAŞMAK vardı ...
Şimdilerde ne kadar da ürkütücü değil mi
bir çocuğu sokağa bırakmak
sokağa bırakmak şöyle dursun kendi evinde dahi tedirgin oluyorsun ...
Evet artık istesek de eski bayramların güzelliğini yaşayamayız yaşatamayız belki ama unutmamak ve unutturmamak adına elimizden geldiği kadarını yapmaktan vazgeçmeyelim dilerim ...
Dilerim Rabbim seneye de her anlamda bereketin yaşandığı bu mübarek ayları yaşamayı nasip etsin...
"Buruk olsak da, yas'lı ve yaş'lı olsak da"
Ramazan Bayramınız
Ramazan Bayramımız mübarek olsun efendim ...
Selam ve sevgilerimle...
Seda Turan/Mehlikâ
Moderatör tarafında düzenlendi:
