Sevgili Peygamberimiz Dönemi'nde hadis yazılmadı demek yanlış bir bilgidir. Sevgili Peygamberimiz Dönemi dahil, 4 Halife Dönemi dahil ta V. Halife de denilen Ömer b Abdülaziz'e kadar tedvin çalışmaları yapılmamıştır. Doğrusu budur... Tedvin hareketi ile Peygamberimiz Dönemi'nde hadislerin yazılması farklı bir şey... Okuması iyi, zihni ve aklı melekeleri sağlıklı, unutma duygusunda problemi olmayan, iyi fehmedebilen, ilimce biraz donanımlı Sahabilere Peygamberimiz karışmamış ve onlara da müsaade etmiştir... Onlar yazmışlar ve hadisi yazdıkları metinleri de "sahife" vb isimlerle isimlendirmişlerdir... Benim malumatım böyle... Bir de neden yazılısın ve çokça üzerinde durulsun. Canlı bir "numune" var, Hz Muhammed... Yanında zaten, soruyorsun ve cevabını alıyorsun, çok da üzerinde durulmamıştır. Bir de hadisleri yazma istenildiği şekliyle olmasa da Sevgili Peygamberimiz döneminde hadisleri ezberlemek, hıfzetmek üzerinde durulmuştur.
Nihayetinde Hicri I. asrın sonlarında II. asrın başlarında sanırım 50 yıllık bir sürede hadisler tedvin edilmiş sonra da kitaplaştırılmıştır...
Burada benim merakım budur:
Sevgili Peygamberimiz için, bu ümmet, geleceği bilmesi hakkında Sevgili Peygamberimiz'e öyle sıfatlar yakıştırıyorlar öyle şeyler rivayet ediyorlar ki O'nun hakkında şaşmamak mümkün değildir...
Peki günümüzde niceleri ne diyor... Hadislerin tedvin dönemiyle beraber bunlar da söylenmiştir hemen hemen aşağı yukarı aynıdır...
Buhari Müslim olmazsa Kur'an çöker... İslam çöker... Din çöker... Kur'an okumayın hadis okuyun... Diyorlar ya...
Yani bu kadar önemli olan, o olmazsa ortalıkta Kur'an'dan, İslam'dan bir şey kalmayacaksa... Neden Sevgili Peygamberimiz bunun üzerine kendi döneminde ziyade durmadı... Ve birilerini "hususi" görevlendirmedi... Ya da geleceğe yönelik bu konuda açıklamalar geçmedi... Düşünün bazı sahabiler, topladığı hadisleri yakmışlar... Allahü Ekber... Allahü Ekber... Keşke onlar kalsaydı diyor insan, Buhari Müslim olmzsa Kur'an çöker diyenleri duyunca...
Buradan şunu da düşünüyorum: Sünnet, hadis anlayışımız... Sevgili Peygamberimiz'in anlayışından çok çok farklı... Çünkü o da bazı hadislerin yazıldığını duyunca ya da görünce asla müsaade etmiyor...
Yani bilemiyorum...
Devasa ülemanın ihtilafsız bir şekilde çözemediğini ben çözecek değilim... Yalnız hadis/sünnet algımız, Sevgili Peygamberimiz dönemindekiyle uzaktan yakından alakasının olmadığıdır... Yani, onlar Kur'an'ı merkeze alırken... Bizde sanki biraz daha Kur'an merkezden uzaklaştı yerini sünnet ve yorumlar aldı diye düşünüyorum...
Sadece görüşlerimi yazdım....
Açıklamamın içerisinde hiçbir eleştiri yoktur...
Bu konu ince ve alanında ziyade uzmanlık isteyen bir konudur... Sınavlara çalışırken aklımda kalan bilgiler bunlar...