Dini Sorular Peygamberimiz Hadislerin Yazılmasına Neden İzin Vermedi?

DenizKızı

Beni Siz Delirttiniz
Sp Kullanıcı
11 Nis 2020
8,368
43,865
30
Kocaeli
Hadisler Hazreti Peygamber döneminde yazılmadı. 4 Halife Dönemi'nde de yazılmadı.
Peki Hazreti Muhammed (Sav.), hadislerin yazılmasına neden müsade etmedi? (Yazılanların ise yakılmasını istediği doğru mu?) Dört halifeden sonra sahabeler hadisleri neden yazma gereği duydu?
 

Tahsin EMİN

"Özlem" için "Ümit..."
Sp Kullanıcı
23 Ara 2020
2,783
8,467
Sevgili Peygamberimiz Dönemi'nde hadis yazılmadı demek yanlış bir bilgidir. Sevgili Peygamberimiz Dönemi dahil, 4 Halife Dönemi dahil ta V. Halife de denilen Ömer b Abdülaziz'e kadar tedvin çalışmaları yapılmamıştır. Doğrusu budur... Tedvin hareketi ile Peygamberimiz Dönemi'nde hadislerin yazılması farklı bir şey... Okuması iyi, zihni ve aklı melekeleri sağlıklı, unutma duygusunda problemi olmayan, iyi fehmedebilen, ilimce biraz donanımlı Sahabilere Peygamberimiz karışmamış ve onlara da müsaade etmiştir... Onlar yazmışlar ve hadisi yazdıkları metinleri de "sahife" vb isimlerle isimlendirmişlerdir... Benim malumatım böyle... Bir de neden yazılısın ve çokça üzerinde durulsun. Canlı bir "numune" var, Hz Muhammed... Yanında zaten, soruyorsun ve cevabını alıyorsun, çok da üzerinde durulmamıştır. Bir de hadisleri yazma istenildiği şekliyle olmasa da Sevgili Peygamberimiz döneminde hadisleri ezberlemek, hıfzetmek üzerinde durulmuştur.

Nihayetinde Hicri I. asrın sonlarında II. asrın başlarında sanırım 50 yıllık bir sürede hadisler tedvin edilmiş sonra da kitaplaştırılmıştır...

Burada benim merakım budur:

Sevgili Peygamberimiz için, bu ümmet, geleceği bilmesi hakkında Sevgili Peygamberimiz'e öyle sıfatlar yakıştırıyorlar öyle şeyler rivayet ediyorlar ki O'nun hakkında şaşmamak mümkün değildir...

Peki günümüzde niceleri ne diyor... Hadislerin tedvin dönemiyle beraber bunlar da söylenmiştir hemen hemen aşağı yukarı aynıdır...

Buhari Müslim olmazsa Kur'an çöker... İslam çöker... Din çöker... Kur'an okumayın hadis okuyun... Diyorlar ya...

Yani bu kadar önemli olan, o olmazsa ortalıkta Kur'an'dan, İslam'dan bir şey kalmayacaksa... Neden Sevgili Peygamberimiz bunun üzerine kendi döneminde ziyade durmadı... Ve birilerini "hususi" görevlendirmedi... Ya da geleceğe yönelik bu konuda açıklamalar geçmedi... Düşünün bazı sahabiler, topladığı hadisleri yakmışlar... Allahü Ekber... Allahü Ekber... Keşke onlar kalsaydı diyor insan, Buhari Müslim olmzsa Kur'an çöker diyenleri duyunca...

Buradan şunu da düşünüyorum: Sünnet, hadis anlayışımız... Sevgili Peygamberimiz'in anlayışından çok çok farklı... Çünkü o da bazı hadislerin yazıldığını duyunca ya da görünce asla müsaade etmiyor...

Yani bilemiyorum...

Devasa ülemanın ihtilafsız bir şekilde çözemediğini ben çözecek değilim... Yalnız hadis/sünnet algımız, Sevgili Peygamberimiz dönemindekiyle uzaktan yakından alakasının olmadığıdır... Yani, onlar Kur'an'ı merkeze alırken... Bizde sanki biraz daha Kur'an merkezden uzaklaştı yerini sünnet ve yorumlar aldı diye düşünüyorum...

Sadece görüşlerimi yazdım....

Açıklamamın içerisinde hiçbir eleştiri yoktur...

Bu konu ince ve alanında ziyade uzmanlık isteyen bir konudur... Sınavlara çalışırken aklımda kalan bilgiler bunlar...
 

Tahsin EMİN

"Özlem" için "Ümit..."
Sp Kullanıcı
23 Ara 2020
2,783
8,467
Dikkat ederseniz, son dönemlerde, geçtiğiniz ayetlerden ve dualardan rahatsız olanlar var... Kur'an'a vurgu yaparak başladığınız duaları aynı minvalde devam ettirip bitirdiğinizde... Zılgıtları da yiyorsunuz ve hemen size bir isim takıyorlar... Yani hadis anlayışımız... Müctehid anlayışımız... Mezhep ya da alim anlayışımız... Hiç doğru ve dengeli bir yerde değil... Ümmet öyle bir hale gelmiş ki... Birbirini yiyecek konumda... Siz bunları belki yaşamıyorsunuz işin içinde değilsiniz... Biz birebir yaşıyoruz bunları ve çok netamali bir dil kullanıyoruz...

Allah'ım! Bizleri Kur'an'ından ayırma. O'nu yaşamayı bizlere nasip eyle. Onun emirlerinde bizi daim eyle. O'nun amelimizi ve sözlerimizi süslemeyi bizlere nasip eyle..." Gibi dua cümleciklerini yan yana getirmeye korkuyoruz... "Sünnet" ve "Peygamber düşmanı" olacağız diye...

Yani... Hiçbir şeyimiz son günlerde dengeli değil...

İmam İbni Teymiye'nin haline döndü...

İmam İbni Teymiye aslında koyu bir tasavvufçudur... Lakim tasavvufçuların da en büyük düşmanı da İmam İbni Teymiye'dir.. --))) hale bakınız... ---))))

İmam İbni Teymiye bir bakıyor ki, tasavvufta uçan uçana, kaçan kaçana... Aynı anda Mekke'de aynı anda da yanında tasavvufçular var... Bu gibi hurafe şeylere tepki gösteriyor... Tabi hurafe büyük olunca tepki de çok büyük oluyor... Ne diyorlar günümüzde: Tepki anti tepki mi öyle bir şeyler neyse...

Günümüzde de... Kur'an'ı merkeze alma çabaları iyi niyetli kötü niyetli, çoğalınca ümmet karşılıklı burnundan soluyor... Arada kalan bizler... Sakin süt dökmüş kedi gibi takılıyoruz... ---))))

Çünkü beri tarafta yorumcular ve hadisçiler, daha fazla bir tepkiyle, yorumu ve hadisi Kur'an'dan da öte sunuyorlar... İşler karışıyor...

Ne bileyim... Çok iyi yerde değiliz...

Bence ümmet,

Kur'an'ın yerini bilmeli....
Hadisin yerini de bilmeli...
Müctehidlerin yorumunun yerini de bilmelidir...

Bence bilinmemezlik burada...
 

Ali

Sp Kullanıcı
15 Eyl 2017
5,923
10,679
Peygamberimiz Hadislerin Yazılmasına Neden İzin Vermedi? Hadisler Hazreti Peygamber döneminde yazılmadı.(Sav.),hadislerin yazılmasına neden müsade etmedi?(Yazılanların ise yakılmasını istediği doğru mu?)
Elike saglik bu konu icinde tesekkür ederim Denizkizi kardesim.

Bu konuda iste hoca denilen konusuyor ve forumda böyle birisi de var vede bizler bunlarin hepsine cevap veririz biiznillah sonra geriside gelir ve karsimizdakiler de bize yazi yazmadiklari kalir ve sanki dini onlar biliyorda bizde bilmiyoruz veya söyle diyeyim bunuda yeni ve baska ifade ile eksikte biliyormusuk gibide muamelede edilebiliriz.

Birisi daha bizi tanimadan hakkimizda ahkam kesti ve bir insan taninip bilinmeden onun hakkinda konusulmaz ileri ve geri de agzin cok laf yapabilir veya yazinda kuvvetli olabilir bu ise ölcü degil ve iste o ölcü de ilim olur.

Hakki hak olarak ve oldugu gibi ortaya katip diyeceksin ve meseleyi oraya veya buraya getirip götürmeden dersin olur biter ve kisi az konussa veya az da yazsa bu cokta olsa kim olursa olsun ilmi mi degil mi buna bakilir ve makul mu bizde buna bakariz biiznillah.

Gelelim bu mevzuya buda insanlar tarafindan bilinen bir sey olur ve tarih konusunda kitabta ve usul´e dair ilmi kitablarda senin sormus oldugun bu sorulari konu yapip islemistir.

ilk önce konu basligindan yaziya gireyim ve sonra gerisine devam edeyim kisaca insallah.

Peygamberimiz Hadislerin Yazılmasına Neden İzin Vermedi? Bunun icin deniliyor ki Ayet-i Kerimelerle hadis-i seriflerin birbirine karismamasi icinde Peygamber(s.a.v.)´de ilk zamanlar buna da musaade etmemis ve daha sonra ilerdeki zamanda bu hal gidince oda bunu musaade ettigi deniliyor.

Bak buna dair ashab-i kiram icinde bizzak musaade ettigi kimse de var bizzat dedigi veya ona elini kollan dedigi kimse de var ve sonra okunan bir hutbenin yazilmasini birisi icin emir ediyor ve su kisiye bunu yazil onun yazili almasini istedigi icin de.

Simdi bu konuya dair kitablara baksak önümüze baska seyler de cikar ve örnek tek bir seylede kalmaz ve yani bunun o misalleride cogalir.

Peygamber(s.a.v.) döneminde yazilmadi demek de kesin degil ve vakia olarak makul düsmez neden cünkü onun zamaninda böyle sey vuku bulmustur.

Buuuda söyle cürüteyim hic bir sey denilmemis veya emir edilmemis gibi ve gercekten de tek buna dair bir sey olmasa bu sözde dogru oldugu gibide kesinlik ifade eder ve oysa ki onun yasamis oldugu zamanda böyle sey de bunun o tersinedir.

Böyle demek veya bunu oldugu gibi kabul etmek var olan bir seyi ve 1 kac tane seyide inkar etmek olur.

Gelelim Yazilanlarin yakilma meselesine daha böyle bir sey ne okudum ve ne de duydum bilmiyorum bunu suanda ilk sefer olarak görmekteyim.
 
Son düzenleme:

Tahsin EMİN

"Özlem" için "Ümit..."
Sp Kullanıcı
23 Ara 2020
2,783
8,467
Ben bildiklerimi yazıyor oradan buradan bir şeyler iktibas etmiyorum. Neyim varsa hafızamda onları yazıyorum aklıma gelenleri. Kimseye de iftira atmıyorum. Ama kendi çapımda sorguluyorum, nasıl sorgulanacaksa o şekilde sorguluyor ama cevabını da hiçbir zaman alamayacağız. Sevgili Peygamberimiz hayatta olsaydı O'na sorardım, ama değil ve öyle kalacak... Evet Hz Ebubekir Sevgili Peygamberimiz'den topladığı ve bir araya getirdiği 500 tane hadisi yakmıştır kendi elleriyle... Kızı Aişe anlatır. Babam bana, o hadisleri getirir misin dedi. Getiridim ateş istedi ve cem'an hepsini yaktı... Bu gibi hadiseler diğer Sahabiler'de de vardır. Hatta az bu tarafa doğru geldiğinizde epey bir hadis toplayan ve hadislerini de kitaplaştıran niceleri kitaplarını imha etmişlerdir... Onların korkularından bir tanesi de: "Kur'an'ı insanların - maazallah - arkalarına atmaları tıpkı Hıristiyan'lar gibi... Tıpkı Yahudiler gibi... İlim adamlarını tamamen önlerine almaları ve onları bir anlamda "vahiy" gibi görmeleri sonunda da sapıtmalarıdır... Bizden sonraki gelenler de bu hadis kitaplarıyla o hale gelir endişesi güderek kitaplarını imha etmişlerdir...

Söyleye söyleye ağzımda tüy bitti... Ben bunları eleştirmiyorum... Hadisler de nedir demiyorum... Alimler de nedir demiyorum... Yukarıda soru sorulmuş, vakaları aynıyle geçiyorum ve arada sorguluyorum sadece ama... Sadece sorgulamakla kalıyorum... Benim için hiçbir sıkıntı yoktur...

Tabi sorgularım...

İmam Buhari çökerse Kur'an çöker, İslam çöker dünya çöker diyor ise birisi haşa iyi ki Allah'ı da katmamış...

Bu kadar feci bir öneme sahip bir mes'ele Sevgili Peygamberimiz döneminde kıyamet kopuyormuş gündeme getirilmemiş... Tututmları genel anlamda negatiftir... Yani ben bunları gündeme getirip hadisler de nedir de demiyorum... Dönemleri kıyas ediyorum, konuşmaları ve bakış güllerini harmanlıyorum... Aradaki kalın nüansı aktarıyorum...

Sizin gibi "la yus'el" kabilinden beynimi de iğdiş ederek bakmıyorum yazmıyorum... La yus'el bir kitap varsa O da Kur'an-ı Kerim'dir...

Ebubekir SİFİL hızını alamadı: Bir şey Kur'an'da "var" deniyorsa, ama sünnette de "yok" deniyorsa ayeti atın sünneti alın diyordu... Adamlar kafayı tam sıyırmışlar... Aslında o da bu sözün batıl olduğunu biliyor ama, biri oraya biri buraya öbürü öbür tarafa çekince alimler şerazelerini kaybettiler...

Bunların bir gram aklı yok...

Benim 90 yaşındaki annemin elinde bir Kur'an var sadece okuyabiliyor zar zor... Elinde hiçbir şeyi yok benden iman açısından da amel açısından da daha iyi...

Hani Buharisiz İslam yaşanmıyordu...

Saltanatlarından korkuyorar saltanatlarından...

Neyse...

Ben bunları yazarken, kendimi de seviyorum aklımı da seviyorum bilgimi de seviyorum...

Kur'an'ın ne olduğunu biliyorum...
Sevgili Peygamberimiz'i de...
Müctehidlerimizi de...

Rabb'im'e şükürler olsun....
 

Ali

Sp Kullanıcı
15 Eyl 2017
5,923
10,679
Hz Ebubekir Sevgili Peygamberimiz'den topladığı ve bir araya getirdiği 500 tane hadisi yakmıştır.

Böyle bir seyde aklimda yok ve acaba okudugumuz kitablarin icinde de olabilir mi diye kendi kendime soruyorum ve buna da cevap veriyorum sen böyle bir sey okusaydin diyebilirdin ve bir soru isaretide aklinda olabilirdi.

Buna dair tek sunu diyeyim ilk önce bizim biraz önce eklemis oldugumuz yazida 30-40 de bahis ediliyor ve onlar birer hadis yazmis sabaheler olur ve bunlarin icinde Hz. Ebubekir(r.a.) geciyor mu bilmiyorum ve yakma sebebi de böyle bir seye o neden nedir.

Buharisiz islam yasanir ve kim olmaz diyor ve bunuda merak ettim dogrusu ve bizim hasdis kitabimiz tek bu mu ve bundan haric cok kitab var iken bunuda anlamiyorum ve kimsede demiyor ki onda hic zayif hasdis de yoktur diye vede keske bizde diyoruz bazi az sayidaki ve sayilacak gibi o hadisleri kitabina alip kayit etmeseydi kendi adina hos olurdu.

Simdi bazi hadisler var Buhari de iste bunda dolayi ona da saldiriliyor ve oda o hadisleri bir baskalarin alip nakil ediyor ve iste onu tenkid eden insanlar da ha bire ona yükleniyorlar ve oda bir nakil edici ve hadisleri bir rivayet edende degildir.

Siz bir muhaddissiniz hadis toplamak istíyorsunuz ve bunu toplarken ister istemez birilerinden nakil yapiyorsunuz iste oda bize ona gelmis veya baska ifade ile ona kadar gelmis o hadisleri bizelere bir aktarma görevi yapiyor ve bunuda o sahib oldugu kitabindan.

Simdi bir hadis mevzu veya zayif ise bunun icin Buhari yi mi ele alip direk tek onu mu tenkid etmek gerekir ve yoksa o konudaki o hadisi diyen ve ona kadar gelmesine sebeb kisiyi mi ve bu birisinin yazmis oldugu kitab ile de mukayese edilemez ve neden cünkü birisinin yazmis oldugu kitab ona ait ve onun bizzat kendi fikri ve sahib oldugu görüsü olur.

iste Buhari´nin tenkid edilmesindeki o amac ve hedef böyle sanki kitab onun kendi fikri veya sahib oldugu o görüslerden ibaretmis gibi bu böyle degil ise abes ile istigal olur.

Ben bir insanim bir kitab yazarim ve orda ister istemez sahip oldugum o konudaki fikrimi veya görüsümü derim ve bu nede olsa bana ait bir sey olur ve iste senin de anlayacagin o dilden diyeyim Buhari demiyor ki bunlar benim sözüm veya baska ifade ile bana ait bizzat benim görüslerimdir de demiyor.
 
Son düzenleme:

Son mesajlar