Uzak ufuklara uzanıyor fırçalar, griye ve siyaha boyanıyor heryer göz alabildiğince. Koyulaşan renk tonları dolduruyor bütün detayları. Kent aynı renklere teslim oluyor her metrekaresiyle, gönüllü.
Yüzler, sesler, evler hep aynı renklerin çekimine ayarlı. Gri ve siyah...
Herşey aynılaşıyorsa eğer, yeşil olsa, kırmızı olsa ne farkeder! Düpedüz renksizlik bu!..
Asık suratlar çoğaltıyor karanlığı, her köşe başında zifiri karanlıklar ve karanlıklar. Karanlığı kabullenmek inkar habercisi. Karanlığa alışmak leş kokusu. Bundan kötü haber var mı?..
Güneş doğunca görülür renkler, kaybolur griler ve siyahlar. Sensin güneşim, sensin renk renk aydınlığım. Sensin yüzümü güldürenim. Sensin her gece uyurken, sabaha dek gülüşünü beklediğim...
Düşlerde olsun gelmelisin! Düşlerde de olsa görmeliyim Seni!..
Elimde değil Sana düş'künlüğüm, olmasın da... Bilirim, kim umursamazsa Seni, umursanmaz. Kim unutursa Seni, hatırlanmaz en nihayetinde. Adı sanı silinir...
Erdem Beyazıt'ın bir cümlesi akıyor kalbime ruhumun en yüksek tepelerinden, hiç durmadan:
"Bir gülüşün içimde binlerce lamba yakar"
Halil İbrahim
Yüzler, sesler, evler hep aynı renklerin çekimine ayarlı. Gri ve siyah...
Herşey aynılaşıyorsa eğer, yeşil olsa, kırmızı olsa ne farkeder! Düpedüz renksizlik bu!..
Asık suratlar çoğaltıyor karanlığı, her köşe başında zifiri karanlıklar ve karanlıklar. Karanlığı kabullenmek inkar habercisi. Karanlığa alışmak leş kokusu. Bundan kötü haber var mı?..
Güneş doğunca görülür renkler, kaybolur griler ve siyahlar. Sensin güneşim, sensin renk renk aydınlığım. Sensin yüzümü güldürenim. Sensin her gece uyurken, sabaha dek gülüşünü beklediğim...
Düşlerde olsun gelmelisin! Düşlerde de olsa görmeliyim Seni!..
Elimde değil Sana düş'künlüğüm, olmasın da... Bilirim, kim umursamazsa Seni, umursanmaz. Kim unutursa Seni, hatırlanmaz en nihayetinde. Adı sanı silinir...
Erdem Beyazıt'ın bir cümlesi akıyor kalbime ruhumun en yüksek tepelerinden, hiç durmadan:
"Bir gülüşün içimde binlerce lamba yakar"
Halil İbrahim