ABDLLATİF UYAN
Habeş hükümdarına
Peygamber Efendimiz, istedi ki nihayet,
Dünyanın her yerine yayılsın islamiyet.
İnsanlar iman edip, hep müslüman olsunlar.
Cehennem azabından böylece kurtulsunlar.
Zira o, rahmeten lil âlemindir ki mutlak,
Geldi bütün âleme, yani rahmet olarak.
Çevre hükümdarlara, işte bu gaye ile,
Birer mektup yazarak, gönderdi Eshabiyle.
İslama davet etti mektuplarla onları.
Seçkin sahabilerle, gönderdi mektupları.
Mühür kazılmış idi mübarek yüzüğünde.
(Muhammed Resulullah) yazılıydı üstünde.
Mühürlü mektupları götüren sahabiler,
O sabah, o yerlerin lisanını bildiler.
Amr ibni Ümeyyeyi, tensib edip bu işe,
Gönderdi Habeşistan meliki Necaşiye.
O, mektubu alarak, koyuldu yola hemen.
Vardı Habeşistana, fazla vakit geçmeden.
Resulün mektubuyla, o içeri girince,
Melik, tahtından inip, tevazu etti nice.
Hürmet ile öperek Resulün mektubunu,
Yüz ve gözüne sürüp, okuttu hemen onu.
Mektup, Besmele ile başlıyordu ilk önce.
Onu müteakiben yazılmıştı şöylece:
(Allahın Resulünden, Habeş hükümdarına!
Selam olsun, Allahın imanlı kullarına.
Ey melik, selamette olmanızı dilerim.
Sana nimetlerinden, Allaha hamdederim.
Allahü teâlâdan başka bir ilah yoktur.
Her şeye gücü yeten, hakiki ilah Odur.
Şehadet ederim ki, Ademi Hak teâlâ,
Nasıl yarattı ise kudretiyle evvela,
Hazret-i İsayı da, hiç babasız olarak,
Yine kudreti ile yarattı cenab-ı Hak.
Ey hükümdar, ben seni, hiç ortağı olmayan,
Allaha inanmaya çağırıyorum şu an.
Benim bu davetime, sen de eyle icabet.
Yalnız Hak teâlâya, yap kulluk ve ibadet.
Ben, Allah tarafından gelen bir peygamberim.
Ve Ona inanmaya seni davet ederim.)
Hükümdar, bu mektubu edep ile dinledi.
Şehadeti getirip, derhal iman eyledi.
Bu bahtiyar hükümdar, vakta ki etti iman,
Hemen bu imanını herkese etti ilan.
Daha sonra dedi ki: (Yemin ederim ki ben,
O, Allah tarafından Resuldür hakikaten.
Ve yemin ederim ki, o zat, ehl-i kitabın,
Beklemekte olduğu Peygamberdir bihakkın.
İmkânım olsa idi, giderek bin zevk ile,
Şereflenmek isterdim mübarek hizmetiyle.)
Mektup için çok güzel bir kutu yaptırarak,
Koydu onun içine, çok hürmetli olarak.
Dedi: (Resulullahın mektubu bizde iken,
Hiç hayır ve bereket, ayrılmaz ülkemizden.)
Habeş hükümdarına
Peygamber Efendimiz, istedi ki nihayet,
Dünyanın her yerine yayılsın islamiyet.
İnsanlar iman edip, hep müslüman olsunlar.
Cehennem azabından böylece kurtulsunlar.
Zira o, rahmeten lil âlemindir ki mutlak,
Geldi bütün âleme, yani rahmet olarak.
Çevre hükümdarlara, işte bu gaye ile,
Birer mektup yazarak, gönderdi Eshabiyle.
İslama davet etti mektuplarla onları.
Seçkin sahabilerle, gönderdi mektupları.
Mühür kazılmış idi mübarek yüzüğünde.
(Muhammed Resulullah) yazılıydı üstünde.
Mühürlü mektupları götüren sahabiler,
O sabah, o yerlerin lisanını bildiler.
Amr ibni Ümeyyeyi, tensib edip bu işe,
Gönderdi Habeşistan meliki Necaşiye.
O, mektubu alarak, koyuldu yola hemen.
Vardı Habeşistana, fazla vakit geçmeden.
Resulün mektubuyla, o içeri girince,
Melik, tahtından inip, tevazu etti nice.
Hürmet ile öperek Resulün mektubunu,
Yüz ve gözüne sürüp, okuttu hemen onu.
Mektup, Besmele ile başlıyordu ilk önce.
Onu müteakiben yazılmıştı şöylece:
(Allahın Resulünden, Habeş hükümdarına!
Selam olsun, Allahın imanlı kullarına.
Ey melik, selamette olmanızı dilerim.
Sana nimetlerinden, Allaha hamdederim.
Allahü teâlâdan başka bir ilah yoktur.
Her şeye gücü yeten, hakiki ilah Odur.
Şehadet ederim ki, Ademi Hak teâlâ,
Nasıl yarattı ise kudretiyle evvela,
Hazret-i İsayı da, hiç babasız olarak,
Yine kudreti ile yarattı cenab-ı Hak.
Ey hükümdar, ben seni, hiç ortağı olmayan,
Allaha inanmaya çağırıyorum şu an.
Benim bu davetime, sen de eyle icabet.
Yalnız Hak teâlâya, yap kulluk ve ibadet.
Ben, Allah tarafından gelen bir peygamberim.
Ve Ona inanmaya seni davet ederim.)
Hükümdar, bu mektubu edep ile dinledi.
Şehadeti getirip, derhal iman eyledi.
Bu bahtiyar hükümdar, vakta ki etti iman,
Hemen bu imanını herkese etti ilan.
Daha sonra dedi ki: (Yemin ederim ki ben,
O, Allah tarafından Resuldür hakikaten.
Ve yemin ederim ki, o zat, ehl-i kitabın,
Beklemekte olduğu Peygamberdir bihakkın.
İmkânım olsa idi, giderek bin zevk ile,
Şereflenmek isterdim mübarek hizmetiyle.)
Mektup için çok güzel bir kutu yaptırarak,
Koydu onun içine, çok hürmetli olarak.
Dedi: (Resulullahın mektubu bizde iken,
Hiç hayır ve bereket, ayrılmaz ülkemizden.)