Uzeyr Aleyhisselam

Ali

Sp Kullanıcı
15 Eyl 2017
5,923
10,679
UZEYR ALEYHİSSELAM

İsrailogullarina (Yahudilere) göre meŞhur bir peygamber olan Uzeyr (a.s)´in adi Kur´an-i Kerim´de gecmektedir. Fakat İslam´a göre onun peygamber olup olmadigi hususunda ihtilaf vardir.

Uzeyr (a.s.)´in adi hakkinda da alimlerin farkli yorumlari vardir. Bazi alimlere göre onun adi Arabca bir isimdir. Diger bazi alimlere göre ise, Uzeyr kelimesi Arabca degil, İbranicedir (el-Ukberi, İmlau ma menne bihi´r-Rahman, Misir, 1961, II, 7).

İbranicede Uzeyr kelimesinin karŞiligi “Azra”dir. Tevrat´in bu dildeki nüshasinda böyle gecmektedir (Biblia Habraica, nŞr. Rud. Kittel, Stuttgart, 1952; Esra, VII, 1; Nehemia, VI-II, 13).

Uzeyr (a.s.), Harun Peygamber´in neslinden gelmektedir (es-Sa´lebi, el-Arais, Misir, 1951, 344).

Uzeyr (a.s.)´in adi, Kur´an-i Kerim´de bir yerde gecmektedir: “Yahudiler: ´Uzeyr, Allah´in ogludur´, dediler. Hristiyanlar da: ´Mesih Allah´in ogludur´, dediler. Bu, onlarin agizlariyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini), önceden inkar etmiŞ (olan muŞrik)lerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onlari kahretsin, nasil da (haktan batila) cevriliyorlar!.. Hahamlarini ve rahiblerini Allah´tan ayri rehber edindiler, Meryem oglu Mesih´i de. Oysa kendilerine yanliz tek Tanri olan Allah´a ibadet etmeleri emredilmiŞti. Ondan baŞka ilah yoktur. O, onlarin ortak koŞtuklari Şeylerden münezzehtir”(et-Tevbe, 9/30, 31).

Burada söz konusu olan Uzeyr (a.s.) hakkinda ceŞitli rivayetler vardir. En meŞhuru İbn Abbas´in rivayetidir. Buna göre, Yüce Allah İsrail ogullarinin elinde bulunan Tevrat´i onlardan aldi. Tevratin icinde bulundugu sandigi kaybettiler. Ayni zamanda Tevrat zihinlerinden de silindi. İsrail ogullari buna cok üzüldüler. Bilhassa Uzeyr (a.s.) Allah´a cok ibadet etti; O´na yalvarip yakardi. Allah´tan inen bir nur, onun kalbine girdi. UnutmuŞ oldugu Tevrat´i hatirladi. Ondan sonra Tevrat´i yeniden İsrail ogullarina ögretti. Daha sonra Tevrat´in icinde bulundugu sandik bulundu. Uzeyr (a.s.)´in ögrettiginin aslina uygun oldugunu gördüler. Bunun üzerine Uzeyr (a.s.)´i cok sevdiler. Fakat bu hususta aŞiri gittiler. “O, olsa olsa Allah´in ogludur”dediler (İbni Cerir et-Taberi, Camiu´l-Beyan, Misir, 1951, X, 111). Bu ayetler, onlarin bu hususta aŞiri gitmelerini ve Hristiyanlarin da, İsa (a.s.) Allah´in ogludur diye söylemelerini reddetme mahiyetinde nazil olmuŞtur. Onlarin bu sözlerinin batil oldugu anlatilmiŞ ve Yüce Allah´in, onlarin bu iddialarindan münezzeh oldugu ifade edilmiŞtir (el-Beydavi, Envaru´t-Tenzil ve Esraru´t-Te´vil, Misir, 1955, I, 196).

Yahudilerin bu hususta aŞiri gitmeleri, Kur´an´in baŞka yerlerinde de tenkid edilmiŞtir. “Vay haline o kimselerin ki, Kitabi elleriyle yazip, az bir paraya satmak icin, “Bu Allah´in katindandir.”derler. Ellerinin yazdigindan ötürü vay haline onlarin! Kazandiklarindan ötürü vay haline onlarin!”(el-Bakara, 2/79) mealindeki ayette Yahudiler kasdedilmektedir. Onlarin Tevrat´i tahrif ettikleri, ondan sonra kendileri tarafindan yazilan bir kitabi Allah´in kitabi diye tanitmalari söz konusudur. Onlar bu Şekilde kitab yazmiŞlar, Allah´in kelami olarak ileri sürmüŞler ve bununla menfaat ile nüfuz saglamaya caliŞmiŞlardir. Bu ayette, onlarin bu yaptiklari tenkid edilmektedir (Muhammed Ali es-Sabuni, Safvetu´t-Tefasir, İstanbul, 1987, I, 71 vd).

Aşagidaki ayette de, Yahudilerin bu durumu tenkid edilmiŞtir:
“Onlardan bir grup, okuduklarini kitabtan sanasiniz diye kitabi okurken, dillerini egip bükerler. Halbuki okuduklari, kitabtan degildir. Söyledikleri Allah katinda olmadigi halde, “Bu, Allah katindandir.”derler. Onlar bile bile Allah´a iftira ediyorlar”(Ali İmran, 3/78).

İbn Abbas (r.a.)´dan nakledildigine göre, bu ayette de Yahudiler kasdedilmektedir. Buna göre, onlar Allah´in kelamini kaybetmiŞler. Kendi uydurduklarini Allah´in kelami olarak tanitmaya caliŞmiŞlar. Onlarin bu yaptiklari yalan ve uydurmadir (ez-ZemahŞeri, el-KeŞŞaf, Kahire, 1977, I, 182 vd.).

Uzeyr (a.s.) ile ilgili bulundugu söylenen bir ayet de Şöyledir:
“Yahut görmedin mi o kimseyi ki, evlerinin catilari duvarlari üzerine cökmüŞ (yikik dökük olmuŞ) issiz bir kasabaya ugradi. “Ölümünden sonra Allah bunlari nasil diriltir acaba!” dedi. Hemen Allah onu öldürdü, yüz sene sonra tekrar diriltti. “Ne kadar kaldin burada?”dedi. “Bir gün yahut bir kac saat”dedi. Allah ona: “Bilakis yüz sene kaldin. Yiyecegine ve icecegine bak, henüz bozulmamiŞtir. Bir de eŞegine bak. Seni insanlar icin bir ayet (ibret iŞareti) kilalim diye (yüz sene ölü tuttuk sonra tekrar dirilttik). Şimdi sen kemiklere bak, onlari nasil birbiri üstüne koyuyor, sonra ona nasil et giydiriyoruz.”dedi. Durum kendisince anlaŞilinca, “Şüphesiz Allah´in her Şeye kadir oldugunu bilmeliyim”dedi (el-Bakara, 2/259).

Bu ayette söz konusu olan zatin kim oldugu hususunda ceŞitli rivayetler vardir. Fakat alimlerin ekseriyetine göre bu zat, Uzeyr (a.s.)´dir (el-Beydavi, Envaru´t-Tenzil, I, 57).

Hz. Muhammed (s.a.s.), Uzeyr (a.s.)´in olup olmadigini hususunda Şöyle buyurmuŞtur: “Bilmiyorum, Uzeyr peygamber midir, degil midir?” (Ali Nasif, et-Tac, III, 302).

Bundan dolayi İslam inancinda Uzeyr (a.s.)´in peygamberligi ihtilafli kabul edilmiŞtir.

Peygamber olsun veya olmasin, Uzeyr (a.s.) Allah´a tam manasiyla inanmiŞ, kamil iman sahibi olan bir zatti. Hayati boyunca, Allah´in rizasini kazanmak icin Şerden kacmiŞ, hayra koŞmuŞtur. Cevresindeki insanlari da bu Şekilde inanmaya ve Allah´in emir ile yasaklarina riayet etmeye davet etmiŞtir.(Şamil İslam Ansiklopedisi Ct. 6. Sf. 279-280/Heyet)
 

Ali

Sp Kullanıcı
15 Eyl 2017
5,923
10,679
Not olarak da buna dair diger bir kitabtan güne bir yazi cikarmaktayim yarina kadar biterse onuda ekleyecegim hayirlisi ile insallah.Kitab ismi Kasasu´l-Enbiya/müellif ibn Kesir.
 

Ali

Sp Kullanıcı
15 Eyl 2017
5,923
10,679
UZEYİR ALEYHİSSELAM

Nesebi
Hafiz Ebul Kasim İbni Asakir, nesebi hususunda Şöyle diyor: Uzeyr, Cerve´nin oglu Uzeyr b. Cerve´dir. Nesebi hakkinda Şuda söylenmiŞtir. Uzeyr b. Sorik b. Adya b. Eyyub b. Direzna b. Ariy b. Takiy b. Esbub. Finhas b. Ayzer b. Harun b. İmran´dir. Saruha´nin oglu Uzeyr b. Saruha oldugu da söylenmiŞtir. Bazi rivayetlerde geldigi üzere Uzeyr aleyhisselam´in kabri DimeŞk´tedir. İbni Asakir daha sonra Ebul Kasim el-Begavi yoluyla İbni Abbas radiyallahu anhu´dan merfu olarak Şunu rivayet etmiŞtir:

“Bilemiyorum Uzeyr (köle olarak) satildi mi yoksa satilmadi mi? Uzeyr Peygamber miydi degil miydi? Bilemiyorum.” Daha sonra İbni Asakir benzerini Ebu Hureyre radiyallahu anhu´dan rivayet etmiŞtir. Sonra da İshak b. BiŞr´den-bu metruk ravidir- İbni Abbas radiyallahu anhu´nun Şöyle dedigini rivayet eder: “Uzeyr aleyhisselam, Buhtunnasr´in cocukken esir aldigi kimselerdendi. Kirk yaŞina geldiginde Allah celle celaluh, ona hikmeti verdi. Tevrat´i kendisinden daha iyi ezberleyen ve bilen kimse yoktu. Kendisi Peygamberlerle birlikte anilirdi. Allah celle celaluh´a, kader hususunda soru sordugu zaman Allah celle celaluh onun ismini onlarin arasindan silmiŞtir.”Bu zayif, senedi kopuk ve kabul edilemez münker bir rivayettir.Allahu alem.

İshak b. BiŞr, Abdullah b. Selam´dan Şöylededigini nakleder: “Uzeyr, Allah´in kendisini yüz yil öldürüp sonra tekrar dirilttigi kimsedir.”

İshak b. BiŞr,Ka´bul Ahbar, Hasan-i Basri, Vehb b. Munebbih ve İbni Abbas radiyallahu anhu´dan Uzeyr´in kissasini nakleder. İshak Şöyle diyor:

Bunlarin hepsi bana Uzeyr´in kissasini anlatti. Bazilari digerlerinden farklio larak bir takim Şeyler ziyade ederek bu olayi anlatmiŞtir. Şöyle ki:

“Uzeyr salih ve hikmet ehli bir kuldu. Bir gün sürekli gidip geldigi ciftligine dogru cikip gitti. Orada iŞi bitip döndügünde sicaklik iyice artmiŞ ve güneŞ tam tepe noktada oldugu bir zamanda bir harabeye ugramiŞti. Merkebinin üzerinde harabeye girdi daha sonra merkebinden indi.Yaninda birinde incir digerinde üzüm bulunan iki sepeti vardi. Bu harabenin gölsesinde oturup konakladi. Yaninda bulunan kaseyi cikardi. Üzümlerden sIkip bu kasenin icine koydu. Daha sonra kuru bir ekmek cikarip kasenin icindeki üzüm suyuna koydu. Bu sayede ekmek islanip yumuŞayacak ve kendisi de bundan yiyecekti. Bunlardan sonra sirt üstü uzandi, ayaklarini duvara yasladi. Evlerin tavanlarina bakip, baŞlarina gelen hali gördü. Duvarlari catilarinin üstüne cökmüŞ, alti üstüne gelmiŞ,ahalisi yok olmuŞtu. KurumuŞ kemikleri görünce “Allah, bunlari öldükten sonra tekrar nasildiriltecek?”dedi. Allah celle celaluh´un, onlari diriltmesinden Şühpe etmemiŞti, ŞaŞkinligindan,hayretinden böyle söylemiŞti.

Allah celle celaluh, ona ölüm melegini gönderdi ve ruhunu kabzetti. Onu yüz yil boyunca ölü bir halde birakti. Bu yüzyil boyunca İsrailogullarinin arasinda ceŞitli olaylar ve hadiseler gercekleŞmiŞti.Yüz yil bitince Allah celle celaluh, Uzeyr aleyhisselam´a bir melek gönderdi. İlk önce kalbini yaratti ki, onunla olacak olaylari iyice akledip anlasin. Sonra da iki gözünü yaratti ki, onlarla da olacaklari iyice görsün ve Allah´in ölüleri nasil dirilttigini iyice anlayip bellesin. Sonra da tüm yaradiliŞini terkip etti, tamamladi. Uzeyr aleyhisselam tüm olanlari görüyordu. Sonra kemiklerine et giydirildi, etine de tüy ve deri büründü. Sonra da kendisine ruh üfürüldü. Uzeyr aleyhisselam olanlari görüp, anliyordu. Daha sonra oturdu ve melek ona “Bu Şekilde ne kadar kaldin?”diye sordu. O da, “Bir gün yahut bir günün bir kismi kaldim”diye cevap verdi. Uzeyr aleyhisselam, bunu Şu sebepten ötürü söylemiŞtir:

Kendisi günün baŞinda, güneŞ tam tepedeyken yatmiŞ,güneŞ batmadan günün sonunda da diriltilmiŞti. Melek ona Şöyle cevap verdi: “Hayir, yüz yil ölü kaldin. İşte yiyecegine ve icecegine bak.”Yani kuru ekmek olan yiyeceginle, kaseye sIkmiŞ oldugun üzüm suyu olan icecegine bak. Onlar eski hallerinde duruyorlar. Üzüm suyu bozulmamiŞ,ekmek de kuru bir Şekilde duruyor. Allah celle celaluh´un, Şu buyrugundan murad budur: “hic bozulmamiŞ.” Yani bir degiŞiklige ugramamiŞ. Ayni Şekilde incir ve üzümde degiŞmeden eski hallerinde taze bir Şekilde duruyorlardi. Uzeyr aleyhisselam´in kalbine bu konuda Şüphe gelince melek ona Şöyle dedi: “Sana söyledigim Şeyden Şüphe mi ediyorsun? Bir de merkebine bak.”Merkebine baktiginda kemiklerinin kurudugunu, cürümüŞ ve toz haline gelmiŞ oldugunu gördü. Melek merkebin kemiklerine seslendi, kemiklerde ona icabet edip bir araya getirdi. Uzeyr aleyhisselam da ona bakiyordu. Daha sonra melek, merkebe sinirler ve damarlar giydirip, sonra da onu et ile bürüdü. Bundan sonra da etin üzerinde deri ve tüy bitirdi. Bütün bu olanlardan sonra melek, merkebe üfürdü, merkebte baŞini ve kulaklarini semaya kaldirmiŞ anirir bir Şekilde ayaga kalmiŞti. Kiyametin koptugunu zannediyordu. Allah celle celaluh´un Şu buyrugundan maksad bu olaydir. “Merkebin kemiklerine de bak, onlari nasil birleŞtirip yerli yerine koyuyoruz; sonrada onlara et giydiriyoruz.”EŞegin kemilerine bak, onun mafsallarini nasil birbirine geciriyoruz?” Etsiz merkeb Şekilde bir kemik yigini olduktan sonra bak bakalim, ona nasil et giydiriyoruz? “Durum kendisine apacik olunca; “Biliyorum ki Allah her Şeye kadirdir”dedi” Yani ölüleri diriltmeye ve bunun diŞindaki Şeylere gücü yeter.

Ravi devamla diyor ki: Uzeyr aleyhisselam merkebine bindi ve mahallesine geldi. İnsanlar onu tanimadilar. O da insanlari tanimadi. Evini bile tanimamiŞti.Tahmin ve zan üzere devam etti, evine geldiginde kör, yatalak bir ihtiyar kadin gördü. Yüz yirmi yil gecirmiŞti. Uzeyr´in ailesinin cariyesiydi ve kendisi yirmi yaŞindayken Uzeyr aleyhisselam cikip gitmiŞti. O zamanlar, bu cariye Uzeyir aleyhisselam´i tanimiŞ ve iyi bellemiŞti.YaŞlandiginda ise yatalak olmuŞtu. Uzeyir, kadina “Burasi Uzeyir´in evi degil mi?”diye sorunca kadin, “evet, Uzeyir´ evidir”dedi ve aglamaya baŞladi. Daha sonra “Şu kadar senedir Uzeyir´den bahseden kimseyi görmedim. İnsanlar onu unuttu”dedi. O da “Ben Uzeyir´im. Allah beni yüz yil boyunca ölü bir halde birakti ve sonra beni diriltti”dediginde kadin, “Subhanallah! Uzeyir, yüz yildir kaybolmuŞ ve onun hakkinda herhangi bir Şey duymadik”diye karŞilik verdi. O da tekrar “Ben Uzeyir´im”dedi. Kadin; “Uzeyir duasi kabul olunan bir kimseydi. Hastalara, belaya ducar olmuŞ kimselere afiyet ve Şifa bulmalari icin dua ederdi. Allah´a dua ette gözlerimi bana geri versin, seni göreyim ve Şayet Uzeyir´sen seni taniyayim”dedi.

Ravi Şöyle devam ediyor: Uzeyir aleyhisselam, Rabbine dua etti ve eliyle kadinin gözünü mesh etti. Kadin sihhatine kavuŞmuŞtu. Elinden tutup, kadina Şöyle dedi:

Allah´inizniyle ayaga kalk! Allah celle celaluh kadinin ayaklarini da iyileŞtirdi. Kadin da sihhali bir Şekilde ayaga kalkti. Sanki kendisini alikoyan bir bagdan kurtulmuŞ gibiydi. Akabinde Uzeyir´e bakip Şöyle dedi: “Ben Şahidim ki Sen Uzeyir´sin.”

Kadin İsrailogullarinin mahallesine gitti. İsrailogullari, meclislerindeve toplanti yerlerindeydiler. Uzeyir aleyhisselam´in yüz on sekiz yaŞinda bir oglu vardi ve torunlari İsrailogullarinin meclisinin yaŞililarindandi. Kadin onlara seslenerek Şöyle dedi: “Bu Uzeyir´dir ve geri gelmiŞtir.”Ancak onu yalanladilar. Kadin tekrar “Ben filanca kadinim. Sizin cariyenizim. Rabbine dua etti ve gözlerim bana geri verildi, ayaklarim da iyileaŞti. Kendisini, Allah´in yüz yil boyunca ölü halde birakip sonra tekrar dirilttigini söylüyor”dedi. Ravi yine Şöylediyor: İnsanlar kalktilar, ona dogru yönelip, kendisine baktilar.Oglu dedi ki: “Babamin iki omuzu arasinda siyah bir ben vardi.”Omzunu acip baktiklarinda onun Uzeyir oldugunu anladilar. Daha sonra İsrailogullari Şöyle dedi: “Bize anlatildigina göre Uzeyir´den baŞka hic kimse Tevrat´i ezberleyememiŞti. Buhtunnasr´da Tevrat´i yakti ve geriye sadece bazi adamlarin ezberledigi az bir Şey kaldi. Sen Tevrat´i bizim icin yaz.” Uzeyir aleyhisselam´in babasi Saruha, Buhtunnasr döneminde Tevrat´i Uzeyir´den baŞkasinin bilmedigi bir yere gömmüŞtü. Uzeyir aleyhisselam, İsrailogullari ile beraber bu yere geldi, orayi kazdi ve Tevrat´i cikardi. Tevrat sayfalari cürümüŞ ve yazilari silinmiŞ bir haldeydi.

Ravi Şöyle dedi:“İsrailogullari etrafinda, kendisi de bir agacin gölgesinde oturup onlara Tevrat´i yeniden yazdi. Bu esnada semadan iki ateŞ parcasi gelip Uzeyir´in icine girdi. Tevrat´i hatirlayip, onlara yeniden yazdirdi. Bundan dolayi Yahudiler, Uzeyir aleyhisselam´a “Allah´in oglu” demiŞerdir. Aziz ve Celil olan Allah, onlarin söylediklerinden yüce ve beridir. İki ateŞ olayindan,Tevrat´i yeniden yazdirmasindan ve İsrailogullarinin iŞini yüklenmesinden dolayi böyle söylemiŞlerdir. Uzeyir aleyhisselam, Tevrat´i Sevad diyarinda ki Hazkil Manastiri´nda yeniden yazdirmiŞtir. Kendisinin öldügü kasabanin adi ise Seyrabaz´dir.

İbn Abbas radiyallahu anhu dedi ki: “Uzeyr aleyhisselam, Allah celle celaluh´un Şu buyrugunda oldugu gibi onlara bir ayet idi: “Seni insanlara bir alamet, (kudretimize bir belge) kilalim diye böyle yaptik.” Yani İsrailogullarina. Şöyle ki: Uzeyr aleyhisselam, ihtiyar ogullarinin arasinda kendisi genc bir Şekilde oturuyordu. Zira kirk yaŞinda vefat etmiŞti. Ve Allah celle celaluhta onu öldügü gündeki hali gibi genc olarak tekrar diriltti. İbni Abbas radiyallahu anhu diyor ki: “Uzeyr aleyhisselam, Buhtunnasr öldükten sonra diriltilmiŞtir.”Hasan-i Basri´de ayni Şeyi söylemiŞtir.

Uzeyr Aleyhisselam´in Peygamberligi

MeŞhur olan bir görüŞe göre Uzeyr aleyhisselam, İsrailogullarinin Peygamberlerinden bir Peygamberdir. Ve Davud ve Suleyman aleyhisselam ile Zekeriya ve Yahya aleyhimesselam arasinda Peygamberlik yapmiŞtir. İsrailogullari arasinda Tevrat´i ezberleyen kimse kalmadiginda Allah celle celaluh ona ilham etmiŞ.O´da Tevrat´i ezberleyip İsrailogullarina aktarmiŞti. Nitekim bu konuda Vehb b. Munebbih Şöyle diyor: “Allah celle celaluh, meleklerden birine emretti. Melekte nur dolu bir kapla indi ve onu Uzeyr aleyhisselam´in kalbine atti. Oda Tevrat´i harfi harfine yeniden yazip tamamladi.”

İbni Asakir, İbni Abbas radiyallahu anhu´dan Şöyle rivayet eder: İbni Abbas, Abdullah b. Selam radiyallahu anhu´ya“Yahudiler, Uzeyr Allah´in ogludur dediler.”ayeti kerimesinde neden böyle söylediklerini sordu: İbni Selam´da ona, Uzeyir aleyhisselam´in Tevrat´i ezberden İsrailogullarina yazdirdigini veİsrailogullarinin Şu sözünü anlatti. “Musa, Tevrat´i bize sadece bir kitab icerisinde getirebildi. Uzeyr ise Tevrat ortada kitab halinde yok iken, ezberinden bize getirdi. “İsrailogullarindan bazilari bu sebeblerden dolayi “Uzeyr, Allah´in ogludur.”demiŞlerdir.(Aziz ve Celil olan Allah onlarin bu sözünden yüce ve münezzehtir.)

Bundan ötürü alimlerden bir cogu Tevrat´in mutevatirliginin Uzeyr aleyhisselam zamaninda kesildigini söylemiŞtir. Ata b. Ebi Rabah ve Hasan-i Basri gibi Uzeyr´in Peygamber olmadigini söylersek bu söz dogrudur. İshak b. BiŞr,Ata b. Ebi Rabah´tan Şöyle dedigini rivayet eder: “Fetret döneminde dokuz Şey olmuŞtur. 1.Buhtunnasr(in ölümü) 2.Ana bahcesi 3.Sebe bahcesi 4.Ashabi Uhdud olayi 5.Hasura olayi 6.Ashabi Kehf 7.Ashabi Fil 8.Antakya Şehri 9.Tubba kavminin durumu.”İshak b. BiŞr yine Hasan-i Basri´den de Şunu nakleder: “Uzeyr aleyhisselam ve Buhunnasr´in durumu fetret döneminde olmuŞtur.”

Sahih hadiste sabit olduguna göre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Şöyle buyurmuŞtur: “Meryem´in ogluna insanlarin en yakin olani benim. (Cünkü) Peygamberler baba bir kardeŞler gibidirler. Benimle onun arasinda baŞka bir Peygamber yoktur.”(Buhari “Enbiya”48, Muslim “Fedail”143,144.)

Vehb b. Munebbih dedi ki: “Uzeyr aleyhisselam, Suleyman ve İsa Peygamber arasinda yaŞamiŞir.”İbni Asakir, Enes b. Malik ve Ata b. Es-Saib´ten, Uzeyraleyhisselam´in, Musa b. İmran zamaninda yaŞadigini rivayet etmiŞtir. Uzeyr aleyhisselam, Musa b. İmran´dan izin istediginde ona izin vermemiŞtir, yani kaderhakkinda soru sormak icin izin istediginde. Uzeyr aleyhisselamda Şöyle diyerek ondan ayrilmiŞtir: “Yüz defa ölmek bir saat zilletten daha kolaydir.” Uzeyr aleyhisselam´in bu sözüne benzer manada bazi Şairler Şöyle demiŞtir:

Hür kimse kiliclara sabredebilir. Ama zulme sabredemez.
Misafir agirlamaktan aciz kaldigi haline ölümü tercih eder.

İbni Asakir ve baŞkalarinin İbni Abbas, Nevf´el-Bakkali, Sufyan-i Sevri ve diger baŞkakimselerden rivayet ettikleri: “Uzeyr, kader hakkinda soru sordu veismi Peygamberlerin arasindan silindi.”sözüne gelince bu kabul edilemez, munker bir rivayettir. Sahih degildir ve sanki İsrailiyyattan alinmiŞ bir rivayettir.

Abdurrezzak ve Kuteybe b. Said, Nefl´el-Bakkali´nin Şöyle dedigini rivayet eder: “Uzeyr aleyhisselam, Rabbine münacatta bulunurken Şöyle dedi:“Ey Rabbim! Sen mahlukati yaratiyor, diledigini saptirip dilediginide hidayete erdiriyorsun?” Kendisine “Bu sözü söylemekten vazgec” denildi. Ancak o, bir kez daha ayni sözü söyledi. Akabinde kendisine “Ya bu sözü söylemekten vazgecersin ya da ismini Peygamberlerin arasindan silecegim. Ben yaptigim iŞlerden sorguya cekilmem. Bilakis onlar (kullar) cekilir.”denildi. Bu rivayet, tekrarlamasi halinde isminin silinecegi tehdidinin gercekleŞmiŞ olmasini gerektirmez. Allahu alem.

Tirmizi diŞinda ki bir grup hadis alimi Ebu Hureyre radiyallahu anhu´nun Şöyle dedigini rivayet eder: Resulullah aleyhisselam Şöyle buyurdu: “Peygamberlerden bir tanesi, bir agacin altina oturup, konakladi. Onu bir karinca isirdi. O da emretti ve agacin altindan eŞyasini cikardi. Daha sonra emretti ve yuvasi ateŞle yakildi. Bunun üzerine Allah celle celaluh, ona Şöyle vahyetti: “Sadece bir karinca yaksaydin ya.”(Buhari, 3019 Muslim,Selam,149.)

İshak b. BiŞr, Mucahid´den bu Peygamberin Uzeyr aleyhisselam oldugunu nakletmiŞtir.(İshak´in bu rivayeti uyduruktur. Kendisi yalan ile itham edilmiŞtir.)Bu Peygamberin Uzeyr aleyhisselam oldugu İbni Abbas radiyallahu anhu ve Hasan-i Basri´den rivayet edilmiŞtir. Allahu alem.(Peygamberler Tarihi Sf. 680-683. 683-685/İbn Kesir)
 

Ali

Sp Kullanıcı
15 Eyl 2017
5,923
10,679
[Not: Yaziyi biraz önce ekledim ve birde yazilar bitisik oldugu icin onlarla ugrastim ve aralarini düzelttim ve okunmasina makul olarak yaptim.
Ve bu arada birde yazinin icerigine dair ele alinip islenmesi gereken yerler var ve sonra bunu islemek bizede bilmiyorum nasib olur mu olur ise bunun icin de o yüce rabbimize hamd ederiz. ilk hetab da o deginelecek yerler suanda aklima göre bir misal olarak 1 kac tane kadar dir.]
 

Ali

Sp Kullanıcı
15 Eyl 2017
5,923
10,679
Bir cok alim bunu neye göre söylemis bu konudaki o delil olan kaynakveya baska ifade ile dayanak olarak bizede mechuldur. Bu dokus sey icin de o fetret dönemindeki bu zikir edilen vakia olarak makul düsmesi icin de o zamanin icinde vuku bulmasi gerek olur. Zikir edilen bu seyler den bir örnek olarak Ashabi Kehf onun zamaninda degil ve Hz. İsa ile resulullah (s.a.v.) arasindaki fetret döneminde geldikleri deniliyor ve bu konuda bilinen sey de bu olur. Sonra birde Uzeyir aleyhisselam tam ne zaman dogmus ve ne kadar da yasamis oldugu bunuda bilmiyoruz.

Ve bununda bakilip bir tetkik edilmesi gerekir ve bunu rivayet eden sonra bununla ilgili neler denilmis ulema veya o diger kitablar tarafindan.

“Peygamberlerden bir tanesi, bir agacin altina oturup, konakladi. Onu bir karinca isirdi. O da emretti ve agacin altindan eŞyasini cikardi. Daha sonra emretti ve yuvasi ateŞle yakildi. Bunun üzerine Allah celle celaluh, ona Şöyle vahyetti: “Sadece bir karinca yaksaydin ya.”(Buhari, 3019 Muslim,Selam,149.)
 

Ali

Sp Kullanıcı
15 Eyl 2017
5,923
10,679
Yuridaki yaziya bakib ve bunu bir esas alacak olursak nesebi de 10 kisi kadar oluyor ve buda demek olur ki 2 bucuk asirdir. Bir asir da dört nesil eder 10 nesil de eder iki bucuk asir.

> Uzeyr b. Sorik b. Adya b. Eyyub b. Direzna b. Ariy b. Takiy b. Esbu b. Finhas b. Ayzer b. Harun b. imran´dir.<

Hz. Musa ile Hz. isa arasinda ise 1500 yada 1300 yil gibi kadar tarih olur bildigimiz kadariyla.

Nesebi ise Hz. Harun aleyhisselam dan geliyormus hz. harun da imran dan geliyor ve kur´an-i kerimde zikir edilen aile de iste bu Ali imran(suresi)/imran ailesi diye.
 

Son mesajlar