Vicdan

Eylül Başak

Administrator
Yönetici
Adminiçe
31 Mar 2020
18,367
86,897
📌 VİCDAN NEDİR?

🔶Terim olarak vicdan, insanın içinde bulunan ahlaki otorite, hüküm verme ve yargılama yeteneğidir.

🔶 Vicdan Arapça "v-c-d" kökünden türetilmiştir. Vicdan, sözlükte "bulmak, zenginleşmek, sevmek, üzülmek, öfkelenmek" gibi anlamlara gelen vecd kökünün mastarıdır.

🔶 Türk Dil Kurumu vicdanı "Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç" şeklinde açıklar.

🔶 Kubbealtı sözlüğünde kavram "İnsanda iyiyi kötüyü ayırt eden, iyilikten huzur, kötülükten azap duymasına yol açan, davranışları hakkında âdil bir yargıya iten duygu" olarak tanımlanır.

🔶 İsmail Fenni Ertuğrul Lugatçe-i Felsefe'de vicdanı, "Hayrı şerden temyiz etme kuvveti, vazîfe-i hissî, şer işlemekten hâsıl olan ıstırap ve hayır işlemekten husule gelen sürur" şeklinde izah etmiştir.

🔶Akıl, doğru ve yanlışı ortaya koymada kıyas mantık gibi birtakım kavramlara ihtiyaç duyarken vicdan bunlara muhtaç olmadan hakikatin bilgisini doğrudan bilir.

📌 İSLAM'DA VİCDAN KAVRAMI

🔶 Kur'an-ı Kerim'de vicdan kelimesi geçmemektedir. Fakat birçok ayette insan fiillerinin ahlaki ölçütlere göre denetleyen, iyilik yapmaktan sevinç; kötülükten ise üzüntü duyan ahlaki bir melekenin varlığından söz edilir:

"Allah'ın kabul edeceği tövbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden pişmanlık getirenlerin tövbesidir; işte Allah bunların tövbesini kabul eder; Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.

Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çattığında "Ben şimdi tövbe ettim" diyenlerle kâfir olarak ölenler için kabul edilecek tövbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır." Nisâ Suresi - 17-18 . Ayet

"Sonuç olarak senin rabbin cahillikle kötülük işleyen, ama bunun ardından tövbe edip kendilerini düzeltenlerin yardımcısıdır; onların bu dönüşünden sonra, bilesin ki, artık rabbinin mağfiret ve rahmeti de çok geniştir." Nahl Suresi - 119 . Ayet

🔶 Vicdan kavramı söz konusu olduğunda en merak edilen husus, bu duygunun bizde doğuştan mı var olduğu yoksa sonradan tecrübeyle mi edinildiği düşüncesidir. Kur'an'daki birtakım ayetler vicdanın doğuştan gelen bir duygu olduğunu kanıtlar:

"Nefse fenalığı ve iyiliği ilham edene and olsun ki" Şems/ 8

"Biz insana hayır ve şer yollarını göstermedik mi?" Beled/10

Nefis ve vicdan ilişkisi :

🔶 Kur'an'da insan psikolojisiyle ilgili en çok geçen kavram "nefs"dir. Nefs vicdanı da içerisine alan geniş bir kavram olarak görülmektedir.

🔶 Kur'an-ı Kerim'e göre nefs; vicdanı boyutları sayesinde kendisini denetleme yetisine sahiptir.


Nefsin dereceleri :

🔶Kur'an'da sıklıkla bahsi geçen bu nefsin mertebeleri vardır. Nefsin ben merkezci ve hazcı konumu "nefs-i emmare"yi ifade eder.

"Yine de ben nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis, rabbimin acıyıp koruması dışında, daima kötülüğü emreder; şüphesiz rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir." (Yûsuf 12/53)

🔶 Nefs-i emarenin bir adım ötesi ise kendini sorgulama ve değerlendirme aşaması olan "nefs-i levvâme"dir.

"Öyle değil, kendini kınayan nefse yemin ederim!" (el-Kıyâme 75/2)

🔶 Dini ve ahlaki ölçütlere tam manasıyla uyarak yaşayan insan ise artık "nefs-i mutmainne" erişmiştir.

Ey imanın huzuruna kavuşmuş insan!

Sen O'ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak rabbine dön. (el-Fecr 89/27-28)


Nefs ve mertebeleri :

🔶 Kur'an'a göre nefs, iyilik ve kötülükleri ayırt edebilecek şekilde yaratılmıştır, bu sebeple de çeşitli merhalelerden geçebilmektedir.


Kalp ve vicdan ilişkisi :

🔶 Kur'an-ı Kerim'de vicdan kavramı kimi zaman kalp ile ilişkili kullanılmıştır. İslam'a göre kalp iyi ve kötü ile mücadele alanıdır. Bu sebeple de kalp, her türlü kötü duygudan uzak tutulmalıdır.

"Ey peygamber! Kalpleri inanmadığı halde ağızlarıyla "iman ettik" diyenlerden ve yahudilerden küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar hep yalana kulak verirler, sana gelmeyen başka bir kesimi dinler dururlar; kelimeleri konulduğu anlamlarından kaydırıp değiştirirler. "Eğer size şu verilirse hemen alın, eğer o verilmezse uzak durun" derler. Allah bir kimseyi fitneye düşürmek isterse elbette Allah'ın iradesine karşı senin elinden hiçbir şey gelmez. İşte onlar Allah'ın, kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onların dünyadaki hakkı büyük bir rezilliktir. Âhirette de onlar için büyük bir azap vardır." el-Mâide 5/41

🔶Ahirette kurtuluşa erebilmek için vicdanı niteleyen temiz bir kalp ile Allah'ın huzuruna çıkılması gerekir.

"İnsanların diriltileceği gün ve Allah'a temiz bir kalple gelenler dışında malın da çocukların da fayda vermeyeceği gün beni mahcup etme!" eş-Şuarâ 26/89

📌 HADİSLERDE VİCDAN

🔶 Hadislerde vicdan kavramına kalp kelimesi etrafında değinilmiştir.

🔶 Hadisler, insanın fıtraten temiz bir vicdana sahip olduğuna işaret eder. (Müsned, IV, 182, 227, 228; Müslim, "Birr", 14-15)

🔶 Abdullah b. Ömer, "Kul kalbini rahatsız eden fiilleri terketmedikçe takvânın hakikatine eremez" sözüyle (Buhârî, "Îmân", 1) dindarlıkla vicdan huzuru arasındaki ilişkiyi vurgulamıştır.

🔶 Hz. Peygamber, "Günah nedir?" sorusuna, "Vicdanı (nefs) rahatsız eden şey." diye cevap vermiştir. (Tirmizî, Zühd, 52)

🔶 "İyilik yapan kişinin sevinç, kötülük yapanın üzüntü duyması onun inancının bir göstergesidir." hadisi inanç ve vicdan arasındaki münasebeti gözler önüne serer.
(Müsned, I, 398; V, 251-252; Tirmizî, "Tefsîrü'l-Kurʾân", 2/35).

📌 İSLAM DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE VİCDAN

🔶 Vicdan kavramının İslami literatüre girmesi, modern dönemde Batı'dan yapılan çevirilerin tesiriyle gerçekleşmiştir. Öncesinde, insanda doğuştan var olan bu gücün yalnızca işlevleri üzerinde durulmuştur.

🔶 Müslüman düşünürler de ayetler ve hadislerden yola çıkarak vicdanı nefs ve kalp kavramları ekseninde yorumlamışlardır.

🔶 Tasavvuf kalbi, dini faziletlerin kaynağı olarak görür, bu sebeple kalbin her türlü kötülükten korunması ve arındırılması gerektiğini düşünür. Bu durum, tasavvufta vicdani bir arınmayı temsil eder. Kalbin temizlenmesi, kişinin eylemlerine de yansır.

🔶Kelamcılar, insan içinde iyiliği ve kötülüğü barındıran iç uyarıcıların olduğuna dikkat çeker. İnsan içinde bulunan bu manevi yapı ve dengeyi vicdana benzer biçimde tanımlamışlardır.

🔶 Kındi ve Farabi gibi Müslüman alimlere göre kişinin nefsini bilmesiyle bir şeyi yapabilme kudreti artar ve böylece aklın bedene bağımlılığı azalırken ahlaki boyutta da gelişmeler gözlemlenir.

🔶 Gazzali, Tehâfütü'l-felâsife'de irade ve aklı aynı şekilde tanımlayarak, akla insanın duygularına hâkim olma vasfını yüklemiştir. İradeye bağlı bu akıl, insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğidir.

🔶 Gazzali bu aklı insanın iyi olanı önceden görme yeteneği ve eylemlerini de bu duruma göre oluşturması olarak izah etmiştir. Gazzali'nin bu tanımı günümüzde vicdan kavramının izahıyla ilintili bir biçimde kullanılmıştır.

🔶 Modern İslami literatürde ise vicdan, Allah tarafından kişiyle bahşedilen, iyiyi kötüden ayırmayı sağlayan bir güç olarak düşünülmüştür.

📌 FELSEFEDE VİCDAN KAVRAMI

🔶 Vicdan kavramının Batı'da ortaya çıkışı Antik Yunan'da gerçekleşmiş ve sonrasında Avrupa'ya yayılmıştır.

🔶 Platon "Niçin ahlaklı olmalıyız?" sorusu ekseninde vicdan kavramına değinir. Platon mutlu olmak için ahlaklı ve vicdanlı olmayı ön koşul olarak kabul eder.

🔶 Batı'da Orta Çağ'da çok rağbet edilmeyen vicdan kavram, Rönesans ile birlikte tekrar canlılık kazanmıştır.

🔶 Modern Batı felsefesinde filozoflar ahlakın doğuştan var olduğuna ve sonradan kazanıldığına dair iki farklı görüşe göre ayrılmıştır.

🔶 John Locke bu durumu "tabula rasa" (boş levha) kavramıyla açıklar. Locke'a göre insan zihni boş bir levhadır ve doğuştan gelen herhangi bir şeye sahip değildir. Ona göre ahlaki ve vicdanı duygular da insanda doğuştan var değildir. Bilgi deneysel yollarla elde edildiği için, vicdan da öznel ve deneysel bir durumdur.

🔶 Kant, vicdan konusunda önemli düşünceler ortaya atmıştır. Kant vicdanı ahlak yasasıyla izah etmiştir. Kant'a göre vicdan, kişinin ahlak yasası içinde değerlendirdiği eylemlerde duyduğu acı verici bir duygudur. Şayet kişi ahlak yasası çerçevesinden baktığında yaptığı eylemden rahatsız oluyorsa ve daimi bir pişmanlığa sürükleniyorsa, bu; kişinin vicdan azabı duymasından kaynaklanmaktadır.

🔶 Rousseau vicdan kavramını ahlaki sorumluluk ile açıklayan filozoflardandır. Rousseau, vicdanı aklın önüne geçirmiş ve onu kendisine bir kılavuz edinmiştir. Ünlü filozofa göre ahlaki sorumluluklar ertelendiğinde zamanla vicdan da zarar görmeye başlar. Rousseau'nun her zaman aklın önüne vicdanı koyduğunu ve bu duyguyu kendisine kılavuz edindiğini görürüz.

📌 PSİKOLOJİDE VİCDAN KAVRAMI

🔶 Ruhsal çözümlemelerde ayrı bir yer tutan vicdan kavramı psikolojide, psikanaliz kuramı çerçevesinde insan benliğinin anlaşılması önemlidir.

🔶 Vicdan konusu ayrıca psikolojide ahlaki gelişimin alanına girer. Freud, ahlaki gelişim konusuyla ilgilenen isimlerden biridir.

🔶 Freud'un oluşturduğu psikanaliz ruhsal yapının oluşumunda üç ana etken vardır. Bunlar id, ego, süperego'dur. İd yani alt benlik, Ego yani benlik ve süperego yani üst benlik kavramlarıdır.

🔶Süperego vicdan anlamına gelmektedir. Bir nevi içsel kişilik karar mekanizmasıdır. Süperego kişinin ahlaki yönünü temsil eder, yani insanın vicdani yanını oluşturur. Freud, insanın psikolojik sağlığının yerinde olabilmesi için süperegonun ehlileştirilmesi gerektiğini düşünür.

🔶 Amerikalı ünlü psikanalist Erich Fromm, vicdanı "otoriter" ve "insancı" olarak ikiye ayırır. Fromm her iki vicdanın da insanda bulunduğunu ve duygusal bir boyutu olduğunu düşünür. Fromm'a göre kişi kedini yitirmediği sürece vicdanı canlıdır.
 

Son mesajlar

Cevaplar
2K
Görüntüleme
60K