Deccalizmin Büyüleri

Eylül Başak

Administrator
Yönetici
Adminiçe
31 Mar 2020
18,700
88,170
Deccalizm büyüleri!
Bir çoğumuz yaşamışızdır, kendi aramızda ne konuşuyorsak; o ürünün reklamının aniden karşımızda belirmesi durumunu..
Misalen ben hamileyken, sosyal medyada sürekli bebek kıyafetleri reklamları çıkardı. Eşime birgün kasıtlı olarak ben filanca yere gitmek istiyorum dedim ve üzerinden çok geçmeden o yerin tanıtım reklamını karşımda gördüm.
Bunu anlamak çok basit. Konuşulanları dinleyen bir “akıllı telefonumuz” var. Haliyle bu veriler aktarılıyor ve anlaşılan reklam şirketlerinin ürünleri ana sayfamızda gösteriliyor.
Ama bu kadarı yetmiyor onlara. Çünkü elimizden telefonları attığımız an bizimle bağlantıları kesilecek, haliyle hükmetmeleri böyle kolay olmayacak.
Artık ağzımızdan çıkan yetmez, aklımızdan geçen her düşünceyi okumak, zihnimizde ne planlıyorsak bunu bilmek istiyorlar.
Bu sebeple bize altın tepsilerde, öve öve bitiremedikleri öyle bir ürün sundular ki, ona aldanıp gidecekleri düşününce uykularımızın kaçması lazım!
Geçtiğimiz gün binlerce kişiye bir “domuz” eşliğinde tanıtıldı “Neuralink”

Nedir bu? Kısaca izah edeyim..

Kafa derinizin küçük bir kısmını kaldırıyorlar ve bozuk para büyüklüğündeki cihazın elektrotlarını beyne implant ediyorlar. Daha sonra cihazın kaynaması için deriyi üzerine dikiyorlar. Elon Musk bu işlem için “bileğinize taktığınız akıllı bileksizden farksız” diyerek yüzümüze bir tokat daha atıyor.
Sahi, adımlarımızı sayan, nabzımızı ölçen, uykumuzu kontrol eden bileklikler bir nevi çipe alıştırma görevi görmüştü zaten.
Vakti zamanında alimlerimizi teknoloji karşıtlığı ile suçlayıp “evlerinize televizyon sokmayın!” Dediler diye cahil, geri kafalı, yobaz muammelesi yapan bizler; televizyonlardaki subliminal mesajlar sebebiyle ahlakı bozulan, 25. Kare yöntemlerine mağruz kalıp algılarıyla oynanan ve neticesinde cinsiyetleri dahi değişen bir nesil ile başbaşa kalmadık mı?
Şimdi yana yakıla bir takım uzmanlar “çocuklarınıza tv izletmeyin” diyorlar. İş işten çokta geçti, şimdi istesekte televizyonla işleri yok.
Peki, vaktinde neden buna engel olmadılar?

Şimdi aynı uzman ağızlar, bizleri tamamen köleleştirecek bu uygulamaları yine faydalı görür oldular.
Bir insan kaç defa aynı yerden ısırılır? Malesef sağlam yerimiz kalmadı bizim!

Şuanlık domuzlara takılan ve çok yakında insanlarada takılması planlanan bu çipler için Elon Musk şöyle söylüyor;
-Bu çipi taktıran parkinson hastaları, depresyonlular, ağır beyin hasarlılar, felçliler, sağırlar ve hatta körler iyileşecek!

Peki Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem bizi, yani ümmetini muhafaza edebilmek için 1400 sene evvel nasıl uyardı?

-O Deccal, bazı körleri ve ağır hastaları iyi edecek!

Bunların vaadleri ne kadar da örtüşüyor değil mi?

Bu hadisi şerifin kalbimizi titretmesi lazım! Hala nasıl olurda görmez gözlerimiz bu gerçekleri!
Ne sanıyoruz biz deccali?
Tamam iman ediyoruz ama önümüze her çıkana “aa tamam bu beni iyi ediyor” diye sarılıyoruz.
Oysa domuz etide, şarapta çok kan yapar, seni iyi eder. Neden tüketmiyorsun?
İyileşmek başka, “ŞİFALANMAK” başkadır. Böyle haram ve şüpheliler seni iyi etse bile asla şifa vermez. Çünkü Şafi olan Allah’tır, o da asla bir harama şifa koymamıştır.
Şimdi duyuyorum hafızlar, medrese hocaları türlü sözde psikoterapi, özde bilinçaltıyla oynama ve iman genini bloke etme işlemleri yapıyorlar.
Neymiş, telkinlerle geçmiş travmalarını siliyorlarmış. Zaten bizim toplum bunalımda, herkes atlıyor.
Genlerine kadar siliyorlarmış, iyi hissediyorlarmış..
Buda insanın bilinçaltıyla oynamanın bir yoludur. Oradan birşey silmeye muktedir olan, oraya istediği herşeyide yüklemeyede muktedir değil midir?
Bunu neden akletmezsiniz?

Artık “transhümanizm” dedikleri o korkunç sona doğru sürüklüyorlar hepimizi.
Uzaktan kumanda edecekleri insan cinsi üretmek istiyorlar.
Resmen ve resmen deccalin avanesi olan bu adamlar bize firavun misali sorunsuz, hastalıksız, mucizevi bir hayat vaad ederek benliğimizi, zihnimizi ve sonunda imanımızı çalacaklar.
Bencil insanoğlu hala “peki Allah neden izin veriyor?” Diye isyan ve nisyan dolu sözlerle sorguluyor.
Oysa tüm bunlar bizim kendi irademizle oluyor, çünkü hiçbir uyarıya aldırış etmeden her değişik ritüele uyup fareli köyün kavalcısındaki fareler misali kapılıp gidiyoruz.

Efendimiz yine bir hadisi şerifinde;
-Kim deccalı duysa ondan yüz çevirsin.Vallahi, kişi onu mü’min zannederek ona tabi olur. Sevk ettiği şüpheli şeylerin ardına düşer! Buyurmuştur.
Ben bu meseleleri yazınca bana saldıranlar, dünyayı pembe panjurlu sananlar var.
Peki soruyorum onlara, bunca hadis, bunca korkunç gerçekle birebir örtüşürken, hala insanlara bu gerçekleri anlatmazsak yarın kanıp gittiklerinde vebali kimin boynuna olacak?
Daha neyi bekliyorsunuz? İnsanların zihinleri kontrol altına alınıyor, çok geç olmadan bunları anlatmazsak sonra ne onlar bizi, ne biz onları bulamayacağız.

Bu teknolojiden haberi olmayan insanlar bu fitneye yenik düşecek. İmanları göğüslerinden çıkıp gidecek.
Efendimizin hadisiyle sabit, hepsi deccalin kulu haline gelecek.
Ve en kötüsü bu kişiler hallerinin farkına varamadan, kendi hür iradeleriyle hareker ettiklerini sanıp, bilinçaltlarına gelen telkinlerle her isteneni yapan birer kuklaya dönüşecekler.

Artık kimse hiçbirşeyi gizlemiyor, kartlar gayet açık oynanıyor.
Şunu unutmayın;
-Seni çip takarak iyileştiren, aynı çipe bir talimat vererek öldürebilir!
-Senin zihninden bir telkinle kötü anılarını silen, aynı telkinle istediği her şeytanlığı yükleyebilir!
Bilinçaltımızla oynatmadan, vaad edilen mucizevi yalanlara kanmadan sadece sadeleşmeliyiz. Çünkü bu bize Peygamberimizin emridir.
Tam üç defa tekrar etti;
-Sade hayat imandandır!

Bu sadeleşmek robalı giymek, yamalı giymek, yer minderinde oturmak değildir!
Önümüze sunulan her meseleye;
-Peygamberim bunu yapmadı, bende yapmam,
-Bu gerekli olsaydı, Rabbim bize elbette bildirirdi!
-Rabbimin vahyettiği ve efendimin, sahabesinin, ve diğer temiz neslin amel ettiği bana yeter!
Diyebilmektir.
Sadeleşmek dinimizde olmayan her ritüelden arınmaktır.
-İlim Çin’de bile olsa, onu alın! Hadisi şerifini pisliklerine alet edenler bilsinler ki, o ilim sizin ne idüğü belirsiz ritüellerinizden beridir!
Bu hadisi kendinize alet etmeniz dahi, hiçbirşey bilmediğinizin bir kanıtıdır.
Yazımı yine Efendimizin çok kıymetli bir hadisi ile sonlandırıyorum.

-Şayet Deccal ben aranızdayken çıkarsa, onun oyununu bozar, delillerini çürütürüm. Ama eğer ben aranızdan ayrıldıktan sonra çıkarsa, artık herkes kendini ona karşı savunup korumalıdır. Zaten Allah, müminleri onun kötülüklerinden koruyacaktır.

SadakaRasulAllah..

Demek ki bizim bu her yanımızı saran tuzaklar karşısında “Mümin” olmaktan başka çaremiz yoktur.
Dinimize dişlerimizle tutunmaktan başka yapacağımız yoktur.
Rabbimizin yardımı böyle gelecek, deccelin fitnelerini bu şekilde tanıyacağız.
Rabbim bir avuç kalan bizlerin, yardımcısı olsun.

Son söz yine efendimizin olsun;
-Ey Allah’ın kulları, imanınızı koruyup direnin!

Yağmur İbic
 

Son mesajlar