Tefsir Dirayet Tefsiri

Ali

Sp Kullanıcı
15 Eyl 2017
5,923
10,679
(Bu münasebetle bir cok ilmi gercegin keşfi ve aciklanmasi)
Birinci olarak bilinmelidir ki ; dirayet tefsiri kesinlikle rivayetten bahsetmeyen tefsir demek degildir. Tersine, o tefsirlerde aciklamalarin agirlik noktasai dirayettir. Anlam cogunlukla dirayet yoluyla ortaya konmaya calişilir. Bazen de rivayet köprüsünden dirayet yoluyla tefsire gecilir, anlamindadir. Demek, bu gibi tefsirlerin rivayetle karişik olani vardir.(Tefsir Usulu ve Tarihi, Sf. 69/Ahmet Cevdet Efendi Bergamali)

Dirayet Tefsiri :

Buna Re´y ve ma´kul tefsir de denilir. Rivayetlere munhasir kalmayip, dil, edebiyat, din ve ceşitli bilgilere dayanarak yapilan tefsirlerdir. Burada bahsettigimiz re´yden maksad ictihaddir. Bu tefsir nev´i bir zarurete, bir maslahata mebni olarak zuhur etmiştir. Bidayette arablar arab yarimadasinda iken dillerinin selikasina hakimdiler. Zamanla hudutlar genişleyip, yabanci milletler ve onlarin kültürleriyle karişinca, lisan melekleri za´fa ugradi. Arab lisanini korumak icin kaideler ihtiyac duyuluyordu. Hele arab olmayanlarin bu lisani ögrenmesi, arabcanin gramerinin bilinmesine mutavakkif oluyordu. Kur´an da arab diliyle nazil oldugundan, onun anlaşilmasi da bazi fenlere ihtiyac göstermekte idi. Artik bu anlardan itibaren dirayet tefsirinin ortaya ciktigini görmekteyiz. Zamanla İslam ülkesi genişledikce muhtelif fenler ve felsefi fikirler ilerledikce ve ceşitli mezhebler ortaya ciktikca, tefsirlerde de bu hususlara dair malumat verilmesi icab ediyordu.

Re´y tefsirinin caiz olup olmamasi hususunda, bidayette münakaşalar yapilmiş, bazilari bunu tecviz etmez iken bazilari da muvafik görmüşlerdir.(İki görüş icin, bkz. Et-Tefsir ve´l-Mufessirun, I, 255-265.)

Kisaca re´y tefsiri ikiye ayrilir, biri mezmumdur caiz degildir, ikincisi ise memduhdur ve caizdir. Re´y ile tefsir yapmaya girişenler, yaptiklarini tekid icin, Kur´andaki tedebbür ayetlerine ve Peygamberin sözlerine istinad ettiler. Eger rey ile tefsir yapilamayacak olsaydi, bugünkü din ahkaminin coguna vakif olamazdik. Kur´ani meduh re´y ile tefsir edenler, şöyle bir yol takip etmişlerdir. Onlar Kur´andan manalar taleb ediyorlar, eger onu Kur´anda bulamazlarsa sunnete müracat ediyorlar veyahutta sebebi nuzule şahid olan sahabeye soruyorlardi. Eger taleb ettikleri manayi Kur´anda, sunnette ve sahabede bulamiyorlarsa, o zaman mufred lafizlarin, Peygamber zamanindaki istimali nazari dikkate alinarak, lugat, istilah ve sarfina müracat ediliyordu.

Bunlardan başka terkiblerin i´rabi, belagati hakiki mananin mecaz üzerine tahmili, kelamin siyaki, yapilan re´y ile tefsirin, ictimaiyat, tarih ve kainat kanunlarina mutabakati, yapilan izah tarzinin Peygamberin söz, fiil ve takrirlerine uygunlugunu göz önünde bulunduruyorlardi. Fakat dirayet tefsirleri bu gibi hususlardan pek cogunu ihmal etmişlerdir.(Dirayet tefsiri hakkinda fazla bilgi icin bkz. Et-Tefsir ve´l-Mufessirun, I. 255 ; Menahilu´l-İrfan, I. 517)(Tefsir Usulu, Sf. 230/Prof. Dr. İsmail Cerrahoglu)

Dirayet Tefsirleri

Dirayet tefsiri, yanlizca rivayetlere bagli kalmayip dil, edebiyat ve ceşitli ilimlere dayanilarak yapilan tefsir demektir. Buna re´y ve akli tefsir de denir.(Cerrahoglu, İsmail, Tefsir Usulu, s. 230.)

Dirayet tefsiri bir ihtiyacin sonucu olarak ortaya cikmiştir. Bildigimiz kadariyla Kur´an´in ilk muhatablari oldukca sade bir hayat yaşiyordu. Onlarin yaşayişlari Kur´an´in prensipleri istikametinde devam edip gittigi icin, o dönemde Kur´an anlaşilmasi noktasinda pek problem ortaya cikmiyordu.

Ayrica bir taraftan İslam cografyasinin genişlemesi neticesi yeni hadiselerin, felsefi fikirlerin ve mezheblerin ortaya cikmasi, diger taraftan da nubuvvet asrindan uzaklaştikca müslümanlarin bilgi ve kültürlerinin zayiflamasi, hem daha önce üzerinde durulmayan nasslarin, hem de aciklanmiş olmakla birlikte yeniden ele alinmasi gereken ayetlerin tefsirini zorunlu hale getirmişti.

İşte böyle hassas bir dönemde söz konusu edilen tefsirin, rivayet kaynaklari yaninda ictihada da yer vermesi icab ediyordu. Böylece bahis konusu dogal sürec sonunda dirayet tefsirinin kaynaklarida ortaya cikmiş oldu.(Tefsir Usulu ve Tarihi, Sf. 256/Doc. Dr. Muhsin Demirci)
 

Ali

Sp Kullanıcı
15 Eyl 2017
5,923
10,679
Dirayet Tefsirinin Kaynaklari

Az önce de ifade ettigimiz gibi dirayet tefsiri de, bünyesinde rivayet tefsirinin kaynaklarina yer veren bir tefsir tarzidir. Cünkü mufessir istisnalari olsa da, hareket noktasi olarak rivayetleri esas almak durumundadir. Aksi halde sirf kendi bilgi birikimini ve aklini kullanarak yorum yapmiş olacaktir. Bu da, -bazen mümkün olmakla birlikte- gaybi taşlamaktan ve tefsire “heva” ve “hevesi” yani şahsi arzu ve istekleri hakim kilmaktan başka bir şey degildir. Tabii ki her şeyde oldugu gibi re´y tefsirinde de bir ölcünün bulunmasi gereklidir. Bu ölcü üzerinde daha sonra duracagimiz icin şimdilik dirayet tefsirinin kaynaklari hakkinda bilgi vermeye calişalim.

Arab Dili ve Edebiyati

Dirayet tefsirinin önemli kaynaklarindan biri, Arab dili ve edebiyatidir. Cünkü Kur´an apacik bir Arabca ile indirilmiştir.(Bkz. Yusuf, 12/2 ; en-Nahl, 16/103 ; eş-Şu´ara, 26/193-195 ; Fussilet, 41/3 ; ez-Zuhruf, 43/3.) O halde onu anlamanin yollarindan biri, Arab dili ve eebiyatini iyi bilmektir. Aksi takdirde Kur´an´la ilgili yapilacak yorumlarin ve cikarilacak hükümlerin isabetli oldugu ileri sürülemez.

Şurasi bir gerfcek ki, mufessir herhangi bir ayetin anlamini rivayet tefsir kayaklarina başvurup halledemedigi zaman, Kur´an kelimelerinin nzul ortamindaki manalarini düşünerek mufred lafizlarla ilgili olarak lugat, sarf ve iştikak ilminden ; mürekkeb lafizlarla ilgili olarak da nahiv, belagat ve diger ilimlerden yararlanip cözmeye calişir. Bunun yaninda eski arab şiirinden de istifade eder. Cünkü, savunanlar ve karşi cikanlar olmakla birlikte Arab şiirinin Kur´an tefsirinde reddedilemeyecek derecede önemli bir yeri vardir. Zira söz konusu şiir, arablarin sosyal ve ahlaki davranişlari, dini inanc ve fikri yapilari hakkinda bize bilgi veren önemli bir kaynaktir. Bu şiir vasitasiyladir ki, onlarin tarihi günleri, savaşlari, telakkileri, örf ve adetleri, kültür ve edebiyatlari, ayrica melekler, cinler, putlar ve hurafelerle ilgili inanclari hakkinda bilgi edinmemiz mümkün olabilmiştir.

Tabii ki bütün bunlar Arabca olarak nazil edilmiş bulunan Kur´an´in daha iyi anlaşilmasinda birer yardimci unsur niteligindedir. Bunun icindir ki, arab şiirinin Kur´an tefsirinde istişhadi, oldukca erken sayilabilecek bir dönemde yani sahabe zamaninda başlamiştir. Nitekim İbn Abbas : “Kur´an´in garib kelimeleri hakkinda bana sordugunuzu şiirde arayin. Cünkü şiir arabin divanidir”*demiş ve kendisine de Kur´an´dan herhangi bir ayetin manasi soruldugu zaman ihtiyac aninda şiire başvurmuştur.(*Bkz. Es-Suyuti, el-İtkan, I. 157)

Bu hususla ilgili olarak Fuad Sezgin şunlari söylemektedir :
Kur´an´in lugvi tefsi faaliyetleri, İbn Abbas´in bir Harici bilgini olan Nafi b. Erzak´in sorularina verdigi cevabla başlamiştir. İbn Abbas´in bu münasebetle delil olarak getirmiş oldugu beyitlerin bir kismi hicri II. asrin lugat bilginleri tarafindan kaynak kabul edilip, arab dilcilerinin “garib”diye nitelendirdikleri lafizlarin izahinda kullanilmiştir.(Bkz. Sezgin Fuad, Tarihu´t-turasi´l-arabi, I. 67.)

Ashab döneminde başlayan şiirle istişhad olayi daha sonraki dönemler icin de söz konusudur. Öyle ki, Kur´an tefsirinde eski arab şiirini kullanmayan mufessir hemen hemen yok gibidir. Bu da şiirle istişhadin Kur´an tefsiri icin ne kadar önemli oldugunun bir göstergesidir.

Meşhur Dirayet Tefsirleri

1.ez-Zemahşeri (öl. 538/949), el-Keşşaf an hakaiki´t-tenzil.
2.er-Razi (öl. 606/1209), Mefatihu´l-Gayb.
3.el-Beydavi (öl. 685/1286), Envaru´t-tenzil ve esraru´t-te´vil.
4.en-Nesefi (öl. 710/1300), Medariku´t-tenzil ve hakiku´t-te´vil.
5.el-Hazin (öl. 741/1340), Lubabu´t-te´vil fi me´ani´t-tenzil.
6.Ebu Hayyan (öl. 745/1344, el-Bahru´l-muhit.
7.Hatib eş-Şirbini (öl. 977/1570), es-Siracu´l-munir.
8.Ebu´s-Suud Efendi (öl. 982/1574), İrşadu´l-akli´s-selim ila mezaye´l-Kur´ani´l-Kerim.
9.el-Alusi (öl. 1270/1853), Ruhu´l-me´ani fi tefsiri´l-Kur´ani´l-azim ve´s-seb´i´l-mesani.
10.Reşid Riza (öl. 1354/1935), Tefsiru´l-menar.
11.el-Meragi (öl. 1365/1945), Tefsiru´l-meragi.
12.Elmalili, Muhammed Hamdi Yazir, Hak Dini Kur´an Dili.
13.Ebu´l-A´la el-Mevdudi, Tefhimu´l-Kur´an.
14.Süleyman Ateş, Yüce Kur´an´in Cagdaş Tefsiri.
(Tefsir Usulu ve Tarihi, Sf. 257-258. 263/Doc. Dr. Muhsin Demirci)
 
Son düzenleme:

Son mesajlar

Cevaplar
2K
Görüntüleme
60K